SEO konusunda bir çok insana işimi anlattığımda ilk aldığım soru (tweet, mail ya da yüz yüze görüşmelerde) “SEO nedir?” oluyor. Bende bu işi severek yapan biri olarak uzun uzun anlatmaktan mutluluk duyuyor olsam da SEO’yu her hangi biri öğrenip yapabilir mi? Siz ya da internet dünyasına ilgi duyan biri, (örnek olarak) işletmesinin web sitesini Google’da üst sıralara hızlıca getirebilir mi? Bu konuları sizlere önce sıkça duyduğum “nedir?” sorularına verdiğim uzun cevaplar ile anlatacağım.
SEO öğrenmek istiyor ancak nereden başlayacağınızı bilmiyorsanız, bu konuya duyduğunuz ilgi ve hevesi doyurucu şekilde tatmin etmek için eksiksiz bir SEO rehberi oluşturdum. Arama motoru optimizasyonu işine kişisel olarak kendi başınıza devam etmek için bilmeniz gereken her şeyi detaylıca bu içerikte “ücretsiz” bir şekilde öğreneceksiniz.
Öncelikle temeller ile başlayalım. SEO’nun belirli tekniklerine ve yönlerine derinlemesine bakmadan önce temel tanımları, kelimeleri ve sık sorulan soruları ele alalım.
SEO nedir?
Arama motoru optimizasyonu (SEO), arama sonuçlarındaki sıralamanızı iyileştirmek ve daha fazla organik (ücretsiz) trafik elde etmek amacıyla web sitenizi arama motorları için optimize etme sürecidir.
SEO’nun tarihi, arama motorlarının ilk ortaya çıktığı 90’lı yıllara kadar uzanmaktadır. Kaynaklara göre SEO, 1997 yılında ilk olarak ortaya çıkmıştır. Günümüzde vazgeçilmez bir pazarlama stratejisi ve sürekli büyüyen bir endüstridir. Türkiye’de halla çok bilinmemek ile beraber (bence) anlaşılma ve ne olduğunu fark etme sürecindedir.
Arama motoru optimizasyonu yalnızca organik arama sonuçlarına odaklanmak ya da PPC için web sitenizi (ya da anahtar kelimeleri) optimize etmeyi içermez. Hem SEO hem de PPC, arama motoru optimizasyonu (ya da pazarlaması) hizmetinin birer parçasıdır.
🤔 PPC nedir?
PPC, Pay-Per-Click’in kısaltmasıdır ve dijital pazarlama stratejilerinin önemli bir bileşenidir. Bu modelde, reklamveren, reklamını bir platformda yayınlattığında yalnızca kullanıcılar reklama tıkladığında ücret öder. Yani, her tıklama başına belirli bir ücret tahsil edilir.
Arama motorları internet kullanıcıları tarafından (genellikle “sadece”) bir şey ararken kullanılır.
Kulanıcının Google vb. bir arama motorunda “arama niyeti” ne ise bu niyet doğrultusunda ona doğru bir cevap sunulmalıdır. İster bir ürün veya hizmet satıyor olulun, ister sadece bir blog yazın, arama motoru optimizasyonu her web sitesi sahibi için bir zorunluluktur.
Kısaca SEO’yu açıklamak gerekirse:
SEO, Google’ın web sitenizi kaliteli bir kaynak olarak görmesini ve istediğiniz arama sorgularında daha üst sıralarda yer almasını sağlamak için yaptığınız tüm eylemlerdir.
Bana göre, SEO’nun üç temel kuralı vardır:
- Teknik konular – Evinizin temelinin sağlam olmasını istersiniz değil mi? SEO için (her şeyden önce) teknik konular oldukça önemlidir. İyi bir CMS (Content Management System), iyi bir tema ya da özel yazılım ve bu temeli Google’ın anlaması için “yapısal veriler” konusuna uygun olacak şekilde (sitenin arka ucunda) tasarlanması ya da optimize edilmesi önemlidir.
- Harika şekilde yazılmış SEO uyumlu içerik – En önemli şey! Web sitenizin içeriği sizi temsil eder.
Düşük kaliteli içerik = Google arama sonuçlarında (bence asla) olmamak, bu kadar basit. - Kaliteli backlink profili – Web sitenizin otoritesini artırmak “markanızın ön planda olması” için önemlidir. Harika içeriğe ve mükemmel şekilde optimize edilmiş bir web sitesine sahip olabilirsiniz, ancak sonuçta, SEO’nuzu mükemmel hale getirecek son bileşen olan kaliteli backlinkler alarak otorite kazanmanız gerekir.
Backlinkler her ne kadar sıralama faktörü değil olarak lanse edilse de, ben dış sitelerden gelen kaliteli linklerin önemli olduğunu düşünüyorum.
Bunu şöyle düşünün, en yakın arkadaşınızın evini boyattığı boyacıya “sadece” arkadaşınızın kötü adam seçmeyeceğini bilerek güvenebilirsiniz. İşte, backlikler de böyledir… Google’ın güvendiği (arkadaşı olan) web sitelerinden size gelen kaliteli bir link sayesinde Google’ın sizi fark etmesini sağlayabilirsiniz.
SEO neden önemlidir?
SEO’nun önemi, organik olarak ücretsiz bir şekilde Google’dan gelir elde etmek ve kitle edinmekle oldukça alakalıdır. Aşağıdakiler de dahil olmak üzere birkaç nedenden dolayı da oldukça önemlidir:
Görünürlük (Gösterim olarak da bilinir.)
SEO, tıklama başına ödeme (PPC ya da TMB) veya sosyal medya reklamcılığında ki gibi kapital olmadan, rakipleriniz ya da size benzer web sitelerin internette görünürlüğünü artırmasına yardımcı olur. Bu tür bir görünürlükle, hedef kitlenize sunduğunuz ürün veya hizmetleri (onlar) ararken sizi görürler ve hedef kitlenize (aradığı anda) ulaşabilirsiniz.
Hedefleme (Arama niyeti ve anahtar kelime araştırmasını bu konuda düşünebilirsiniz.)
Arama motoru optimizasyonu, hedefleme yetenekleri nedeniyle de faydalıdır. İster belirli bir şehirdeki (İstanbul gibi) insanlara, ister farkındalık ve karar aşamasındaki insanlara ulaşmak istiyor olun, bunu SEO ile yapabilirsiniz.
Örnek vermek gerekirse, insanlar araba almadan önce fiyat araştırması yapar, bir çok video izler, ardından da bir modelde karar verdiklerinde o modele dair internette ki tüm bilgileri okur ve izlerler ver – her şey içine sindiyse (kullanıcının) – satın alma sürecine geçer.
Burada kullanıcının niyeti satın almak değildir, niyet “karar vermek” ve ikna olmak için alakalı bir çok içerik bulma amaçlıdır.
SEO yaparken “ne hedeflediğinizi” ve “arama niyetinin ne olduğuna” özen gösterin, bu boşa kürek çekmemenizi sağlayacaktır.
Aktivite (Ziyaretçiler olarak düşünebilirsiniz.)
SEO, işletmeniz için siz ister uyuyor olun ister tatilde olun, düzenli olarak (sıralamasınız iyi ise) çalışacaktır. Yani, ister mesai saatlerinizin içinde ister dışında olsun, insanlar işletmenizi internette bulabilir ve müşteriniz olma yolculuğuna (siz uyuyorken dahi) başlayabilirler.
Uzun lafın kısası, SEO önemlidir çünkü web sitesi sahiplerinin nitelikli (kaliteli) trafik almasına ve satışlarını artırmasına yardımcı olur.
SEO nasıl çalışır?
Arama motoru optimizasyonu, bir web sitesini bilinen 200’den fazla arama motoru sıralama faktörüne göre (çoğunu bilmeden de olsa) optimize ederek çalışır. SEO uzmanları 200+ faktörün tümü için optimizasyon yapmazlar. Bunun yerine çabalarını en önemli sıralama faktörlerine odaklanarak bir düzen ve yol haritası üzerinde devam ederler.
Bu faktörleri (kısaca) üç kategoriye indirgeyebiliriz:
- Sayfa Dışı SEO: Dış SEO, sitenizin internette genel olarak itibarına, marka bilinirliğine ve otoritenize odaklanır.
- Sayfa İçi SEO: İç SEO, sitenizin kullanıcı deneyimine, görüntülenen alanın neler vaat ettiğine ve web sitenizin gözle görülür şekilde iyi bir deneyim sunmasına odaklanır.
- Teknik SEO: Teknik SEO, sitenizin arka uç (kodlama, alt yapı vb.) optimizasyonuna odaklanır. Buna CMS (WordPress, Wix vb.), yapısal veriler, mimari (architecture olarak da bilinir) vb. gibi kapsamlı bir çok alt konu dahil olur ve SEO’nun en önem verilmesi gereken adımlarından birisidir.
Bu 3 adımı sizlere detaylıca anlatacağım. Dilerseniz SEO’nun bu 3 önemli temel yapısına geçmeden önce, arama motorlarının çalışma mantığını, neden SEO’yu onlar için yaptığımızı ve mantıklarına göz atalım.
Arama Motorları
SEO rehberimin 2. bölümünde arama motorlarının ne olduğunu, nasıl çalıştıklarını ve Google’daki en önemli SEO sıralama faktörlerinin neler olduğunu sizlere detaylıca anlatacağım.
Burada biraz fazla kaynak kullandım, çünkü gerçek şeyler önemlidir. Bilinen ve bilinmeyen tüm arama motorlarının temelinde bir strateji ve bu stratejiyi çözümleyenlerin kişisel bakış açılırı bulunur.
Arama motoru nedir?
Arama motoru, insanların internette bilgi bulmasına yardımcı olan bir internet aracıdır. Tipik bir örnek isterseniz, Google verilebilir.
Gerçek şu ki Google muhtemelen bilmeniz ve SEO için odaklanmanız gereken tek motor olmalıdır. Bunun nedeni için, dünya çapındaki arama motoru pazar payı grafiğine bakmanız yeterli olacaktır. Statcounter verilerinde (Haziran 2024 itibari ile) Google’ın dünya çapında %90.8 gibi ciddi bir rakam ile oldukça önde ve lider olduğunu görebilirsiniz. Google’ın Türkiyede ki pazar payı ise (Similarweb verilerine göre) %99.42’dir.
Yani bu rehberde arama motorlarından bahsettiğimde çoğunlukla Google’ı kastediyor olacağım. Diğer arama motorları da benzer prensiplerle çalışır ve web siteniz Google için optimize edildiği sürece, sizin de başkaları için hazır olmanız gerekir.
Peki neden SEO Google için yapılıyor?
Nedeni oldukça basit, fazla insan verisi fazla alakalı sonuç ve analiz edilebilecek persona demektir. Diğer arama motorlarının Google kadar sizi tanımıyor olmasının nedeni sizi bir birey olarak gören Google’ın patentleri gibi alt yapıları olmamaları ile alkalıdır.
SEO Google için yapılır. Bu verilerde de oldukça anlaşılır şekilde gözükmektedir.
Arama motorları nasıl çalışır?
Arama motorlarının çalıştığı süreç, döngü ya da çalışma mantığı şu ana adımlardan oluşur:
- Tarama (Crawling)
- İndeksleme (Indexing)
- Arama sonuçları (Search results)
…ve son olarak, alakalı (niyete uygun) arama sonuçlarını kullanıcıya göstermek vardır. Yani arama motorları; önce tarar, sonra (eğer motora uygunsanız) indeksler, ardından ise kullanıcının yaptığı arama sonucunda sizi gösterir.
Tarama (Crawling)
Tarama, arama motorlarının tüm internette yayında olan web sayfalarını sürekli olarak taraması işlemidir. Burada bilinenin aksine arama motorları gerçekten internette ki her alan adına bakar, eğer siz sitenizi ya da belli sayfalarınızı taramaya (robots.txt dosyası aracılığı ile) kapatmadıysanız… siz istemeseniz de sizi yayınlayacaktır.
Tüm köprüleri takip etmek ve yeni sayfaları (aynı zamanda daha önce keşfettikleri sayfalardaki güncellemeleri) izlemek için ürettiği küçük programlama parçalarını (tarayıcılar veya botlar olarak adlandırılır) kullanırlar.
Google Web Yöneticisi Trend Analisti Martin Splitt, tarama sürecini oldukça basit bir şekilde anlatmıştır, ve şunu demiştir:
“Bazı URL’lerle bir yerden başlıyoruz ve sonra temel olarak oradan bağlantıları (köprüleri) takip ediyoruz. Yani temelde internette aşağı yukarı sayfa sayfa geziniyoruz.”
Martin Splitt
Web sayfanızın tarandığını nasıl kontrol edebilirsiniz?
Sayfanızın taranıp dizine eklenip eklenmediğini öğrenmek istiyorsanız, Google Arama Konsolunuza gidip URL Denetleme Aracını kullanarak manuel olarak kontrol sağlayabilirsiniz.
Burada, sayfanın en son ne zaman tarandığını ve Google’ın sayfanızda karşılaşabileceği olası tarama ve dizine ekleme sorunlarına ilişkin uyarıları göreceksiniz.
“Web sitem Google’da gözükmüyor” sorunuz için de aynı adımları uygulayabilirsiniz.
İndeksleme (Indexing)
Web sitesi tarandıktan sonra bilgiler dizine eklenir. Arama motorları sayfaları analiz edip anlamaya, kategorilere ayırmaya ve indekste tutmaya çalışır.
Arama motoru dizini temel olarak, taranan tüm web sitelerinin tek bir amacı olan devasa bir kütüphanesidir: amacı, onları anlamak ve bir arama sonucu olarak kullanılmaya hazır hale getirmektir.
Arama sonuçları (Search results)
İnternet kullanıcısı bir arama sorgusu gönderdiğinde, arama motoru dizini inceler ve en iyi sonuçları çıkarır. Sonuçların listesi SERP (Arama Motorları Sonuç Sayfası) olarak bilinir. SEO ise tam bu sayfada üst sıralarda olmak için yapılır.
Şimdi ise, Google’ın Arama Algoritmasına daha yakından bir bakalım.
Bu konular biraz sıkıcı olabilir ama mantığı bilmek ve anlamak çok kıymetlidir. Strateji herkes için farklıdır ama sonuçta tek bir yerde rekabet etmek için savaşılır. Neresi olduğunu biliyorsunuz 😃.
Google algoritması
Google’ın Arama Algoritması, Google’ın web sitelerini sıralamak için kullandığı tüm bireysel algoritmaları, makine öğrenimi sistemlerini, yapay zekasını ve teknolojilerini ifade eden bir şemsiye terim olarak kullanılır.
En iyi sonuçları sağlamak için çeşitli faktörleri (bunlar sıralama faktörü olarak bilinir) göz önünde bulundururlar:
- Sorgunun anlamı – arama motorunun kullanıcının tam olarak ne aradığını anlaması gerekir. Tıpkı biz insanlar gibi…
- Sayfaların alaka düzeyi – sayfa (yani web sayfası), arama sorgusuyla alakalı olmalıdır.
- İçeriğin kalitesi – arama motoru içeriğin kalitesi açısından en iyi sonuçları (güvenilir olacak şekilde) seçmeye çalışır.
- Sayfaların kullanılabilirliği – sayfalar aynı zamanda kullanılabilir olmalıdır (erişilebilirlik, okunabilirlik, güvenlik vb. açısından).
- Bağlam ve kişisel veriler – son fakat bir o kadar önemli olan, kullanıcının konumu, ayarları ve arama geçmişi dikkate alınır.
Diğer karmaşık sistemlerde olduğu gibi, Google algoritmasının da düzenli olarak güncellenmesi ve ayarlanması gerekir.
Günlük olarak gerçekleşen küçük algoritma güncellemelerinin yanı sıra, Google genellikle yılda birkaç temel ve büyük algoritma güncellemesi de yayınlar.
Google tarafından resmi olarak duyurulurlar ve SEO topluluğunda çok fazla ses getirirler.
En önemli temel algoritma güncellemelerinin (ör. Panda, Penguin, Hummingbird vb.) listesini gözden geçirmek, Google Arama ve SEO’nun yıllar içinde nasıl geliştiğine dair hızlı bir genel bakış elde etmenin harika bir yolu olabilir.
Ben size bunları da (burada) anlatıp, temel şeyler ile konunun sıkıcılığını arttırmayacağım. Şimdi dilerseniz, Türkiye’de çok fazla konuşulmayan “arama kalite değerlendiriciler” konusuna bir göz atalım.
Arama kalitesi değerlendiricileri
Google, algoritmaların yanı sıra insan veri girişini de kullanmaktadır.
Arama kalitesi yönergeleri, gerçek arama sonuçlarını değerlendiren ve sıralanan sayfaların kalitesini derecelendiren, “Arama Kalitesi Değerlendiricileri” adı verilen binlerce harici Google çalışanı vardır.
Bunlardan biri belki siz de (yani en azından internette işletmeler için yorumlar yapıyorsanız) olabilirsiniz.
Bu tür katı bir değerlendirmeye tabi tutulan sayfalara tipik bir örnek, YMYL (Sizin Paranız, Sizin Hayatınız) adı verilen (mantığında oluşturulan) sayfalardır; bu sayfalar, birinin mutluluğunu, sağlığını, güvenliğini veya finansal refahını etkileyebilecek önemli konuları ele alan türdendirler.
Kalite değerlendiricileri SERP’de (yani Google’da ki sayfalar) sıralamaları doğrudan etkilemez, ancak verileri arama algoritmasını geliştirmek için kullanılır. Google’ın da gücü bu gerçek verilerin çokluğundan gelir.
Sıralama faktörleri
Elbette arama motorları algoritmalarının kesin hesaplamalarını (bizden) gizli tutar. Bununla birlikte, birçok sıralama faktörü de iyi bilinmektedir.
Sıralama faktörleri SEO dünyasında çok tartışılan bir konudur. Çünkü bazı faktörlerin gerçekliği kesin değildir. Haziran 2024’de bazı Google sıralama faktörleri sızdırıldı ve burada örneğin backlinklerin gerçek bir sıralama faktörü olmadığı ortaya çıktı. (Yersen 🤓)
Birçoğu Google tarafından resmi olarak doğrulanan sıralama faktörleri (aslında Google patentleri) ancak birçoğu da spekülasyon ve (bence) teorilerden ibaret. Pratik açıdan bakıldığında, etkisi kanıtlanmış faktörlere odaklanmak ve aynı zamanda tüm alanlarda “iyi bir puan” almaya çalışmak önemlidir.
Elbette, insanların sıralama faktörü olduğunu düşündüğü her şey aslında arama motorları tarafından kullanılmıyor (eğer bir şey daha yüksek sıralamalarla ilişkiliyse, bu Google’ın algoritmasında mutlaka kullandığı bir şey olmak zorunda değildir). Öte yandan, bazı onaylanmış sıralama faktörlerinin sıralama üzerinde yalnızca “çok küçük bir etkisi” vardır.
Zyppy’den Cyrus Sheppard, Google başarı faktörleri (daha yüksek sıralamalarla en fazla ilişkili olanlar) hakkında güzel bir listesini yaptı. Bu içerik bize oldukça başarılı şeyleri adım adım anlatmaktadır. Zyppy’e göre (güvenilir bir SEO markasıdır) en kritik 10 Google sırlama faktörü listesi:
Görsel İngilizce ama ben şimdi size bunları tükçe olarak tek tek açıklayacağım:
- İyi hedeflenmiş içerik – insanların ne aradığını belirlemeniz ve ihtiyaçlarına uygun kaliteli içerik oluşturmanız gerekir. Burada arama niyeti ve anahtar kelime araştırması oldukça büyük rol oynamaktadır.
- Taranabilir web sitesi – SERP’de sıralamada yer almak istiyorsanız, web sitenizin arama motorları tarafından bulunması kolay olmalıdır. Araması kolay olan bir web sitesi iyi bir alt yapı ve site mimarisi gerektirmektedir.
Tarama bütçesini yoran web siteleri her zaman sıralamada daha aşağı kalacaktır. - Bağlantıların kalitesi ve miktarı – Web sitenize ne kadar kaliteli sayfadan link gelirse, Google’ın gözünde o kadar fazla otoriteye sahip olursunuz.
- Kullanıcı amacına yönelik içerik – SEO yalnızca hangi kelimeleri kullandığınızla ilgili değildir, aynı zamanda içeriğin türü ve kapsamlılığıyla da ilgilidir. Gelen kullanıcıyı mutlu ederseniz, Google da mutlu olacaktır.
- Benzersiz içerik – Web sitelerinizde yinelenen içerik (kopya ve yapay zeka vb.) kullanma konusunda çok dikkatli olun.
Google bir kez yapay zeka kullandığınızı fark ederse, sizi o kelime grubunda yasaklayacaktır… sonraki süreç ise sitenizin sıralamadan silinmesi olabilir.
Trafiği bir kez düşen web sitesi hep düşmeye devam eder. Bu yüzden yaptığınız işlemlerin akıllıca olmasına özen gösterin. - EEAT: Deneyim, Uzmanlık, Yetki, Güven – EEAT sinyalleri Google’ın Kalite Değerlendiricileri (daha önce bahsetmiştim) tarafından değerlendirilir. Uzmanlığınızı ve güvenilirliğinizi oluşturup kanıtlamayı asla unutmayın ve yalnızca kalifiye (bilgi sahibi) olduğunuz konular hakkında içerikler yazın.
Bir web sitesinde hem arabaları hem de bitkilerin faydalarını anlatmanız ne kadar doğru olabilir ki… bunu bir düşünün. - Taze içerik – Bazı konular diğerlerinden daha fazla tazelik gerektirir, ancak yine de içeriklerinizi güncel tutmak için düzenli olarak güncellemeler yapabilirsiniz.
- Tıklama oranı – Sayfalarınızın TO’sunu artırmak için başlık etiketlerinizi ve meta açıklamalarınızı optimize edin.
- Web sitesi hızı – Ziyaretçilerinizin sayfayı yüklemek için çok uzun süre beklemek zorunda kalmamalarını sağlayın; aksi takdirde, sayfayı gerçekten ziyaret etmeden ayrılma olasılıkları yüksek olacaktır.
Google’ın dediğine göre, sayfa yükleme süresi 1 saniyeden fazla olursa (örn. 3 saniyeye çıktığında) hemen çıkma olasılığı %32 artar.
Sitenizi Core Web Vitals verilerine göre optimize etmeli ve bu metrikleri öncelik olarak görmelisiniz. - Her cihazda stabil çalışma – Web siteniz her cihazda ve ekran boyutunda mükemmel çalışmalıdır (İnternet kullanıcılarının çoğunluğunun mobil cihazlardan geldiğini unutmayın!)
Google’ın yeni yayınladığı bir habere göre, 5 Temmuz 2024 itibari ile mobil cihazlarda düzgün çalışmayan siteler sıralamlardan kaldırılacak. Haberin kaynağına buradan göz atabilirsiniz.
🔥 NOT: İçeriğin kalitesi tartışmasız en önemli SEO faktörüdür (10 kritik faktörden 5’inin sadece içerikle ilgili olduğunu fark ettiniz mi?).
Şimdi dilerseniz çok bahsedilmeyen ama SERP’de sıralamanız üzerinde olumlu etkisi olabilecek diğer önemli faktörlere (bana göre) bir göz atalım:
- İçerik derinliği (en az 1500 kelime olan içerik. Backlinko’nun araştırmasına göre 20 milyon web sayfası taranmış ve ilk sayfadaki çoğu web sitesinin ortlama “1,447” kelime yazdığı ortaya çıkmıştır).
Sen ortlama kaç kelime içerik yazmamızı önerirsin Ahmet diye soracak olursanız, ben ortalama 2200 kelime (ve dahası) ile yazılan içeriklerin daha otoriter olduklarını düşünüyorum. - Görüntü optimizasyonu (görsellerin Webp formatında olması, bulanık olmaması vb).
- Konusal otorite (bu “Topical Authority” olarak bilinir ve en büyük savunucusu türk Holistic SEO uzmanı Koray Tuğberk Gübür’dür. Hatta bu konuda “Koray Strategy” adında özel bir stratejisi de vardır.)
- İyi yapılandırılmış web sayfaları (yapısal veriler ile doğru şekilde teknik olarak da kendini iyi anlatan web sayfaları…)
- Sosyal paylaşımlar
- HTTPS’nin kullanımı ve (HSTS gibi güven sinyallerinin aktif olması)
Pek çok arama motoru var, ancak Bilgi Erişimi, Doğal Dil Anlama ve Doğal Dil İşleme alanlarında açık ara en fazla ilerlemeyi yalnızca “Google” gerçekleştirdi.
Son 25 yılda arama motorları saf metin tabanlı değerlendirmeden makine öğrenimi çağına geçti.
Bugün, Google her ay kullanıcının amacını yineliyor ve arama yapanların gerçek arzularındaki küçük nüansları tespit edebiliyor: içerik kalitesi, ürün sunumu, tasarım, kullanıcı deneyimi... gerçekten hiçbir sınırı yok.
SEO, sabit kriterleri optimize etmekten optimum kullanıcı deneyimine doğru çalışmaya dönüştü. Akıllı SEO’cular, backlinklerin ve içeriğin ötesine geçmeleri gerektiğini anladı bile. Bir anahtar kelime bağlamında arama yapanların ihtiyaçlarını (niyetini) anlamaları gerekir…
Kevin Indig, Shopify’da SEO Direktörü
Anahtar kelime araştırması
Anahtar kelime araştırması temel SEO’nun yapı taşlarından biridir. Bu bölümde nişinizi nasıl bulacağınızı ve sıralamaya girebileceğiniz karlı anahtar kelimeleri nasıl keşfedeceğinizi öğreneceksiniz.
Anahtar kelime araştırması SEO yolculuğunuzun ilk adımı olmalıdır. Şu iki bilinen senaryoda özellikle önemlidir:
- Nişinizi tanımak – Yeni bir web sitesi açarken, anahtar kelime araştırması, niş veya sektörünüzdeki insanlar için hangi alt konuların ilgi çekici olduğuna dair harika bir genel bakış sağlayabilirsiniz. Bunun için Google’a bakabilirsiniz…
- Yeni içerik fikirleri bulma – Anahtar kelime araştırması, en karlı anahtar kelime fırsatlarını bulmanıza ve içerik stratejinizi planlamanıza yardımcı olacaktır.
Anahtar kelimeleri nerede bulabilirim?
Anahtar kelimeleri bulmanın çeşitli yolları vardır.
İlk göreviniz, daha fazla anahtar kelime fikri bulmak için basamak taşı olarak kullanacağınız temel anahtar kelimeleri – kelime öbeklerini – bulmaktır. Sadece kahve anlattığınız bir blogunuz varsa, “kahve çekirdekleri” , “kahve makineleri” veya “espresso” gibi basit ifadeler çok yararlı olur.
Ama üstün körü bir şekilde bunu yapmak yerine size faydalı olacak anahtar kelime araştırması yöntemlerini göstereceğim. Anahtar kelimeleri aramanın klasik yolları ile başlayalım mı?
Google önerileri
Google, doğrudan SERP’de birçok anahtar kelime önerisi sunar. Google otomatik tamamlama özelliği, Diğer Sorular veya İlgili Aramalar gibi özellikler, anahtar kelime fikirleri için harika bir kaynak olacaktır.
Otomatik tamamlama özelliği ile kök (temel) anahtar kelimenizi Google aramaya yazmanız yeterli olacaktır. Öneriler otomatik olarak karşınıza çıkacak ve bunlar size bir konu listesi sağlayacaktır.
🔥 Size çok bilinmeyen bir bilgi vereceğim.
Google arama önerileri sırası ile (yukarıdan aşağıya) en hacimli kelimeden daha az hacimli kelimeye doğru listelenirler.
Daha fazla otomatik tamamlama fikri bulmak için alakalı farklı temel kelimeler ile araştırmalar yapabilirsiniz.
Google sonuçlar sayfasında (SERP) bulunabilecek anahtar kelime fikirlerine başka bir örnek ise;
Bu sorular Türkiye’de ki insanlar tarafından kullanılan gerçek arama sorgularına dayanmaktadır.
Diğer sorularda ki (bu) soruların aslında bir cümle ile açıklanabileceğine dikkat ettiniz mi?
📚 Not: Google’ın yanı sıra yeni anahtar kelime fikirleri bulmanıza yardımcı olabilecek başka birçok platform da vardır. Nişinizdeki insanların soru sormak, iletişim kurmak ve fikir paylaşmak için kullandıkları kişilere odaklanabilirsiniz. Bazı örnekler: Reddit, Quora, YouTube, Forumlar, Facebook grupları vb. olabilir.
Anahtar kelime araçları ile araştırma yapmak
Tek bir anahtar kelimeye dayalı olarak size yüzlerce anahtar kelime fikri verebilecek birçok ücretli ve ücretsiz anahtar kelime aracı vardır. Sorun şu ki, özellik söz konusu olduğunda çok sınırlıdırlar.
Dolayısıyla, web sitenizden herhangi bir şekilde para kazanıyorsanız, kaliteli ve ücretli bir anahtar kelime araştırması aracı, er ya da geç karşılığını verecek harika bir yatırımdır.
Anahtar kelime önerilerinin yanı sıra, profesyonel araçlar, anahtar kelimeleri değerlendirmek ve en iyilerini seçmek için başka yararlı SEO ölçümleri (metrikler) ve öngörüleri de sunar. Böylece size çok zaman kazandırabilirler ve rekabet avantajı sağlayabileceğiniz bir kapı açarlar.
Bir anahtar kelime aracıyla araştırmaya başlamanın iki yolu vardır:
- Kök (tohum) anahtar kelime
- Rakip site URL’si
Türkiye’de USD kuru yüksek olduğu için, ben size ücretsiz bir kaç araç önerisi yapacağım fakat daha detaylı anlatımı SEMrush üzerinden gerçekleştireceğim.
İlk ücretsiz araç “Ahrefs Free Keyword Generator” olacak. Size az önceki örnekten devam ederek “espresso nasıl” kelimesi üzerinden bir anahtar kelime araştırması sonucu göstereceğim.
Burada anahtar kelimelerin hacimlerine göre listelendiğini görebilirsiniz. KD (yani Anahtar Kelime Zorluğu) metriği ve Volume (yani Hacim) metriği önemlidir. Bu araç size KD’yi göstermez ama kolay mı zor mu olduğunu basitçe anlatır.
Dilerseniz şimdi profesyonel bir araç olan SEMrush’da, Ahref’in ücretsiz olarak bize sunduğu ilk anahtar kelimeyi detaylıca araştıralım.
İlk adım olarak, anahtar kelimemizi SEMrush’da “Keyword Overview” alanına yazdıktan sonra karşımıza uzun ve derin bir analiz sayfası çıkıyor. İlk gözünüze çarpacak panel aşağıdaki görseldeki gibi olacaktır.
Bu görselde SEMrush bize;
Volume, Global Volume, Intent, CPC, KD, Trend ve Competitive Density ve Ads metriklerini gösterecektir.
Nedir bunlar?
- Volume (yani Ülke bazlı aranma hacmi) – Hacim, bir anahtar kelimenin aylık ortlama olarak kaç kişi tarafından aratıldığını gösterir.
- Global Volume (yani Evrensel Aranma Hacmi) – Global hacim ise aynı anahtar kelimenin evrensel olarak ne kadar aratıldığını ve hangi ülkelerde aratıldığını bize söyler.
- Intent (ya da Arama Niyeti) – Arama niyet, bize anahtar kelimeyi aratan insanların niyetini ve ne görmek istediklerini söyler.
- CPC (yani Click Per Cost) – TMB olarak da bilinen CPC metriği, anahtar kelimenin reklam maliyetini gösterir. Ayrıca SEMrush bunu Google Ads verilerinden direkt alır.
- KD (yani Kelime Zorluğu) – Anahtar kelime için SERP’de rekabet edeceğiniz sonuçları (AS skoruna göre) ortalama olarak alır ve size bir yüzde verir.
- Trend – Google Trends verilerine göre aylık olarak değişen bir yapıdır.
Örneğin “deniz şortu” kelimesinin trendi sadece yaz mevsiminde artacaktır. Harici bir mevsimde bu ve alakalı içeriklerin trendinin yüksek olmayacağını (mantıksal olarak) bilirsiniz. - Competitive Density (yani Rekabet Zorluğu) – Rekabet metriği ise bize anahtar kelimede yarışacağımız rakiplerimizin zorluklarını 0 ile 1 puan arasında ölçümleyerek ortalam bir skor verir.
Bu önemlidir, örnek vermek gerekirse ünlü kahve markalarının (Tchibo, Jackobs vb.) “espresso” hakkında bir içerik yazdıklarında ilk 3 sonuçta olmaları muhtemeldir. Çünkü nişleri budur!
Siz bu konuda oldukça kapsamlı bir içerik yazıyor olun, eğer yeni bir siteyseniz ya da konunuz bu değilse, Google sizi ilk sonuçlar arasında göstermek istemeyecektir.
Bu yüzden her zaman KD’ye bakarak içerik yazmaya karar vermeyin. - Ads (yani Reklamlar) – Aratılan anahtar kelimede reklam veren olup olmadığına bakar. Eğer gelir odaklı bir blog açacaksanız reklam verenler önemlidir.
Şimdi bu metriklerin önemli olanlarına detaylıca bir bakalım mı?
Anahtar kelime metrikleri
Amacınız, yüksek arama hacmine ve düşük anahtar kelime zorluğuna sahip alakalı anahtar kelimeleri bulmaktır; bu, anahtar kelime araştırmasının en önemli üç faktörünün ideal bir birleşimidir.
🔥 Yani ideal anahtar kelime araştırmasındaki amacınız; popüler, eşsiz ve hızlıca sıralama alabilen bir kelime bulmak olmalı.
Bu prensibe “anahtar kelimenin üç ayağı kuralı” diyebiliriz. Üç faktör, üç ayağı temsil ediyor gibi düşünebilirsiniz.
Bir masanın 4 ayağından biri aldığınız zaman, ayakta durması muhtemel değildir. Kelime araştırması yaparken bu üç özelliğe dikkat etmelisiniz.
Arama hacmi
Geçmişte içerik oluşturucular anahtar kelime araştırmasını yalnızca yüksek aranma hacmine sahip anahtar kelimeleri bulmak için yapıyordu.
Arama motoru algoritmalarını kandırmak ve organik aramada üst sıralarda yer almak için bunları içeriğe doldururdular… o zamandan beri anahtar kelime araştırması çok daha karmaşık hale geldi.
Uzun kuyruklu anahtar kelimeler ve arama hacimleri
Birçok anahtar kelime araştırma rehberi, uzun kuyruklu anahtar kelimeler olarak adlandırılan, daha spesifik olan ve genellikle daha fazla kelimeden oluşan anahtar kelimelere odaklanmanızı önerir.
Nedeni ise şu şekilde açıklanabilir:
Uzun kuyruklu anahtar kelimeler genellikle daha düşük zorluk ve daha yüksek dönüşüm oranlarına sahiptir. Bunun nedeni, sorgunun daha spesifik olması ve dolayısıyla kullanıcının, alıcının yolculuğunun daha ilerisinde olma ihtimalinin daha yüksek olmasıdır.
Bunlardan yüzlercesinin olduğundan bahsetmiyorum bile; araştırmalara göre tüm web trafiğinin yaklaşık %70’i uzun kuyruklu anahtar kelimelerden geliyor.
Tabii ki, dezavantajı daha düşük arama hacmidir. Bu nedenle, tüm yönleri göz önünde bulundurmanız ve çaba sarf ederek potansiyel faydalar arasındaki dengeyi iyi bulmanız gerekir.
Ayrıca yalnızca yüksek hacimli anahtar kelimelerde sıralamaya girmek her zaman mümkün olmaz. Bu yüzden başlangıçta “uzun kuyruklu” kelimleri tercih edebilir ve bilinen içerik piramidi yapısına sondan başlayabilirsiniz. İnsanların ihtiyaçlarına ve sorunlarına cevap vereceğiniz içerikler her zaman size gösterim/tıklama kazandıracaktır.
Gerçek şu ki, yeni bir web sitesi olarak büyük anahtar kelimelerde sıralamada yer alamazsınız.
Önemli olan gerçek şahsınızı bir marka gibi lanse etmek ve önce Google’a kim olduğunuzu anlatmaktır. Bu knowledge base olarak bilinir ve bir Google patentidir. Patente “US20050197990A1” kodu ile erişebilirsiniz.
Anahtar kelime zorluğu (kısaca KD olarak bilinir) adı verilen ölçüm bu konuda size yardımcı olabilir.
Anahtar kelime zorluğu
Sıralamak istediğiniz anahtar kelimeleri bulduktan sonra, rekabeti değerlendirerek bunun ne kadar zor olacağını öğrenmeniz gerekir. Bunu (genellikle) anahtar kelime zorluğu adı verilen metrikle ifade edilir.
Çoğu araçta anahtar kelime zorluk değeri 0’dan 100’e kadar bir ölçekte gösterilir. Puan ne kadar yüksek olursa anahtar kelimede (SERP’de) 1. sırada (ya da TOP 3) yer almanız o kadar zor olacaktır.
Anahtar kelimenin zorluğu metriği size bazı ön görüler ve faydalar sağlar, onlar:
- Nişinizdeki “büyük” anahtar kelimelerin ve “büyük” oyuncuların kimler olduğuna dair harika bir genel bakış elde edeceksiniz.
- Sıralama şansına sahip olduğunuz anahtar kelimeleri belirleyebileceksiniz.
- Henüz çok fazla otoriteniz (DR) olmasa bile size sonuç getirebilecek anahtar kelimelere odaklanarak çok fazla zaman kazanabileceksiniz.
Not: Anahtar kelime zorluk değerleri farklı araçlarda farklılık gösterebilir; tam olarak aynı anahtar kelime için bir araçta 30, diğerinde 50 puan görebilirsiniz.
Bunun nedeni hesaplamaların biraz farklı metriklere ve algoritmalara dayanmasıdır. Önemli olan sonuçları tek bir araçta karşılaştırmaktır.
Anahtar kelime alaka düzeyi
Ne demiştik, “niyet” önemlidir. Anahtar kelimenizin kullanıcının arama amacı ile alakalı olması gerekir.
SERP’e bakarak sorgunun arkasındaki arama amacının ne olduğunu ve içeriğinizle eşleşip eşleşmediğini belirleyebilirsiniz.
4 farklı arama amacı türü vardır:
- Gezinme – belirli bir web sitesini/markayı aramak için arama yapmış kullanıcı tipidir.
- Bilgilendirici – genel bilgi arayışında olan kullanıcı tipidir.
- İşlemsel – kullanıcı internette bir şey satın almak istiyor…
- Ticari – kullanıcı satın almadan önce araştırma yapmak için internette geziniyor.
Bunu size bir tabloda örnekler ile anlatmak daha sağlıklı olur diye düşündüm. Aşağıdaki tabloda niyetlerin neler olduğuna bir bakın. İşlemsel ile ticari niyeti karıştırmayın…
Arama niyeti | Örnek | Arama amacı türü |
---|---|---|
Gezinme (Navigational) | Google Analytics | Ana sayfaya gitmek |
Bilgilendirici (Informational) | espresso nasıl yapılır | Blog içeriği ya da video |
İşlemsel (Transactional) | iphone 15 pro satın al | Ürün sayfası |
Ticari (Commerical) | iphone 11 halla satın alınır mı | İnceleme, yorum ya da UGC |
Diyelim ki sporcular için besin takviyeleri sattığınız bir e-ticaret mağazası (örn, ProteinOcean) sahibisiniz. Creatine ürün sayfanızı SEO odaklı şekilde optimize etmek istiyorsunuz ve “en iyi creatine” anahtar kelimesini buluyorsunuz. Sağlam bir arama hacmine sahip ve zorluk çok yüksek değil…
Ancak arama sonuçlarına baktığınızda, “en iyi creatine“ sıralamasındaki tüm sayfaların ürün sayfaları değil, incelemeler ve satın alma, yorum, forum ve ya rehberler olduğunu fark edeceksiniz.
SERP’e hızlı bir bakış size bunu açıkça söyleyecektir.
Yani başka bir deyişle, Google bunu işlemsel bir anahtar kelime değil, ticari bir anahtar kelime olarak görmektedir.
Peki bunu “işlemsel” bir niyete dönüştürmek için ne yapmalısınız? Örnek vermek gerekirse “creatine satın al” (ürün meta başlığı) ürün sayfanızı “işlemsel” niyet kategorisine sokabilir. Türkiye’de “fiyatları” kelimesi de işlemsel bir niyete dayanır. Her ne kadar ticari gibi gözükse de bir çok e-ticaret markası özellikle ürün kategori sayfalarında (örn. Kreatin Fiyatları ve Çeşitleri) bunu sıkça kullanırlar.
Yanlış anahtar kelimelere göre optimizasyon yapmamak için bunu her zaman aklınızda bulundurun.
İçerik optimizasyonu
Pek çok pazarlamacı, içerik ve SEO’nun ayrı oyuncular olduğunu düşünür. Size bu iki şeyin ayrı olduklarını söyleyen herkesten olabildiğince hızlıca uzaklaşın. En iyi arkadaşınızın yanında ne kadar mutlu iseniz bu iki konununda sinerjisi o kadar iyidir.
Bil Gates, içeriğin kral olduğunu söylüyor. Bunu ilk olarak 1996 yılında söylemiştir.
Kulağa ne kadar klişe gelse de bu konuda pek çok gerçek var. SEO ve içerik birbiriyle bağlantılıdır.
(Başka bir deyişle: içeriğiniz basitse (çöpse) SEO yapmanın bir anlamı yoktur).
Bu nedenle, bu SEO rehberinde başarılı bir içerik stratejisi oluşturmaya yönelik bazı pratik ipuçlarını paylaşmaya karar verdim. İçerik stratejisi aslında en önemli başarı ve yatırım getirisi sağlayan adımdır.
Konu belirleme ve organizasyon
İçerik stratejiniz, nişinizin ve hedef kitlenizin ihtiyaçlarının doğru anlamaya dayanmalıdır.
Önceki bölümde bu süreçteki ilk adımı (doğru anahtar kelimeleri bulma) ele aldım ve okuduğunuzu düşünerek detaylandıracağım. İkinci adım konuların belirlenmesi adımıdır.
Anahtar kelimeler çoğu zaman bağımsızdır. Ama günümüzde Google niyetleri iyi okumaktadır. Şifalı otlardan spesifik bir örnek vermek gerekirse, Google’a bir kişi “sinirli ot” yazdığı zaman “damar otu” sonucunu da görecektir.
Çünkü insanlar bölgesel olarak farklı farklı şekillerde arama yaparlar. Belki bazı bölgelerde insanlar bu otun diğer adını bilmediği için sonuçlarda sadece “damar otu” kelimesinin geçtiği başlıklara tıklayabilir.
NOT: İçerik yazarken eş sesli kelimeleri her zaman iç başlıklarınızda ve içeriğinizde geçirmek size büyük fayda sağlayacaktır. Buna semantik (yani düşüncesel) SEO mantığı nedir.
Her biri için ayrı bir yazı oluşturmanın anlamı yoktur. Bunun yerine, bunları tek bir başlık altında gruplandırıyoruz ve bu anahtar kelimelerin her biri için potansiyel olarak sıralamaya girebilecek kapsamlı bir rehber içerik ile konuyu ele alıyoruz.
(Hızlı bir SERP analizi yaparsanız, arama sonuçlarının hepsi için neredeyse aynı olduğunu fark edeceksiniz).
Konuyu belirledikten sonra, anahtar kelime düzeyine geri dönebilir ve konunuzu en iyi temsil edecek olanı seçebilirsiniz: odak anahtar kelimeyi (hedef anahtar kelime olarak da bilinir) seçip içeriğini yazmaya başlayabilirsiniz.
SEO için içerik stratejisinin temel prensibi basittir:
1 sayfa = 1 konu = 1 odak anahtar kelime
ötesi yok.
Buna X’de yayınladığım bir tweet ile de gerçeklik kazandırabilirim. Burada bir içeriğin yayınlandığı süreçten itibaren düzenli olarak web sitesine trafik getirdiğini görebilirsiniz.
Odaklanılan anahtar kelimeyi seçmek için, önceki bölümde kapsamlı bir şekilde ele aldığımız anahtar kelime araştırma ilkelerini takip etmelisiniz; arama hacmini, zorluğunu ve alaka düzeyini göz önünde bulundurun.
Konular nasıl organize edilir?
Konularınızı planlamanın ve organize etmenin harika bir yolu, içerik merkezleri (content hubs olarak bilinir) olarak adlandırılanları kullanmaktır. Bunun ana amacı “topical authority” yani Google’a içerik yazdığımız konuya olan hakimiyetimizi sergilemektir.
İçerik merkezi, tümü belirli bir konuyla ilgili olan sayfalardan oluşan bir koleksiyondur.
Sayfalar birbirine bağlıdır ve konuya genel bir bakışın yanı sıra (konu ile alakalı) alt konulara ilişkin daha derin bilgiler sağlar.
Bunu başarmak için iki tür içerik vardır:
- Sütun içeriği – genellikle geniş bir anahtar kelimeyi hedefleyen (örn. koşu) geniş konuya genel bir bakış sağlayan bir sütun sayfasıdır.
- Küme içeriği – tema içindeki alt konulara ayrıntılı olarak odaklanan destekleyici sayfalar (örneğin koşunun faydaları, koşu ayakkabıları, koşarken yapılan hatalar)
Bu stratejinin birçok faydası vardır:
- Her konuyu ayrıntılı olarak ele alarak okuyucularınız için daha fazla değer sağlarsınız; belirli bir konu hakkında her şeyi öğrenmek için diğer web sitelerini ziyaret etmeleri gerekmez.
- İçeriğinizi planlamak ve yapılandırmak ayrıca da nişinizdeki tüm önemli anahtar kelimeleri sistematik olarak kapsamış olacaksınız.
- Konuyla yakından ilgili sayfaları birbirine bağlayarak belirli konularda sayfa otoritenizi arttıracaksınız.
Çeşitli amaç türlerini hedefleyin
İçeriğiniz için konu seçerken, bilgilendirici, gezinmeye yönelik, işlemsel ve ticari olmak üzere çeşitli arama amacı türlerinin (önceki bölüme bakın) olduğunu unutmayın.
Her içerikte “satmak” zorunda değilsiniz. Çeşitli arama amacı türlerine (bilgilendirici olan dahil) odaklanarak, alıcının yolculuğunun çeşitli aşamalarını hedefleyebilirsiniz.
Ek fayda olarak:
- Kendinizi bu alanda otorite olarak gösterebilirsiniz.
- Güven oluşturacak, marka bilinirliği oluşturacak ve potansiyel olarak web sitenize yönelik genel arama payınızı artıracaksınız.
- Yeni kullanıcılara daha sık ve hızlı ulaşacaksınız.
Anahtar kelime optimizasyonuna odaklanın
Odaklanacağınız bir anahtar kelimeyi bulup artık ona sahip olduğunuzda, bunu sayfanızı belirli bir konu için optimize etmek için kullanmalısınız.
Hedeflediğiniz anahtar kelimeyi kullanabileceğiniz tüm olası öğelerin (elementlerin) kısa bir listesini hazırladım:
- Meta başlığı ve meta açıklaması
- URL yapısı
- İçeriğin başlık ve alt başlıklarında kullanma
- Gövde metni (İçerik bütünü olarak da bilinir, HTML’de <body> etiketleri alanındaki kısımdır.)
- Resim meta verileri (ALT etiketi, açıklama, resim adı vb.)
- Dahili bağlantıların bağlantı metni (anchor text)
Başlık etiketi ve meta açıklaması
Odak anahtar kelimenizi başlık etiketine (ve daha az ölçüde meta açıklamasına) koymak çok önemlidir. İdeal olan ise meta başlığının ilk karakterine bunu yazmaktır.
Örnek verecek olursam;
Espresso’nun faydalarını yazdığınız bir blog içeriğiniz olduğunu düşünelim. Meta başlığı şu şekilde olabilir;
Günde 1 Espresso Tüketmenin 10 Bilinmeyen Faydası
…gayet ilgi çekici değil mi?
Sizce insanlar bunu nasıl arayacakalar? Tabi ki Google’a sadece “espressonun faydaları” yazacaklar. Siz direkt olarak meta başlığınızı – Espresso’nun Faydaları – yapabilirsiniz… ama gösterdiğim örnekte bu arama sonucunda listelenecektir.
Peki neden böyle?
Belirli bir konu hakkında içerik yazıyorsanız, hedef anahtar kelimenin sayfanın içeriğini (Google’a) özetleyen sayfa içi öğelerinde görünmesi ve geçmesi doğaldır.
Tekrar bir örnek ile devam etmek gerekirse, burada hedef anahtar kelime en başta yazılı ve meta açıklamasında da en başta bulunuyor. İçerik Google’da 1. sırada ve aranma niyeti ise bilgi alma amaçlı…
Bir sonraki bölümde başlık etiketi ve meta açıklama optimizasyonu hakkında daha fazla bilgi bulacaksınız, merak etmeyin detaylıca anlatacağım.
URL yapısı
URL’leriniz kısa ve okunması kolay olmalıdır. Bu en önemli SEO faktörü değildir, ancak Google HTML tabalı okuma yaptığı için önemlidir.
Avantajlarından biri: Birisi sayfanıza “çıplak URL” olarak adlandırılan bağlantıyla gelirse (yani link ile), kısa ve öz olması “SEO dostu URL yapısı” olarak önem kazanacaktır. Karmaşık şeyler hiç bir zaman anlaşılır olmazlar.
Başlıklar ve gövde metni
Odak anahtar kelimenizi sayfanın H1 başlığında kullanmak bir zorunluluk gibidir. Uygun görürseniz halinde bazı alt başlıklarda da kullanabilirsiniz.
Son olarak gövde metninde birkaç kez görünmesi de sağlıklı olacaktır, içeriği anahtar kelime ile doldurmak aşırı sağlıksızdır ve bunu yapmanızı asla önermem.
Bir sayfada ideal anahtar kelime görünümü sayısı (başka bir deyişle anahtar kelime yoğunluğu) diye bir şeyin olmadığını bilmenizi isterim.
Anahtar kelimeyi metninizde belirli bir sayıda kullanmaya çalışarak aslında yarardan çok zarar verebilirsiniz. WordPress vb. CMS’lerde SEO eklentileri bulunur ve (aşağıda gösterdiğim gibi) tüm her şeyin yeşil olmasının bir zorunlulukmuş gibi size pazarlarlar.
Böyle olmak zoruda değildir. İçeriğinizi ekletilerde yeşil düğmeler görmek için değil, sizin gibi olan insanlar için yazın.
Görsel (resim) meta verileri
Odak anahtar kelimenizi çeşitli resim meta verilerine de ekleyebilirsiniz. Bu görsel SEO olarak da bilinir.
Önemlidir çünkü, eğer bir mermer satışı yaptığınız web siteniz varsa… ürün görsellerini tam ve doğru şekilde nitelendirerek ürün araştırması yapan insanların karşısına Google görsellerde de çıkabilirsiniz. Çünkü mermer almak isteyen insanlar önce görseller görmek isterler, ürün hakkındaki bilgileri değil.
Görsel SEO yapmak için tabi ki yapılacak harika şeyler var, bazıları şu şekildedir:
- Görselin dosya adı
- Görsel başlığı
- Görsel içeriğinde yazı (Google Lens görüntüleri de taradığı için önerilir.)
- Görsel alternatif (ALT) metni
Alternatif metin, SEO açısından en önemlisidir; görseli, görme engelli ziyaretçilerin yanı sıra tarayıcılar için de tanımlar. Bu yüzden anahtar kelimeler ile doldurmak yerine görseli açıklayacak şeyler yazmanızı öneririm.
Görseller (çoğu zaman) index almamalıdır. Nedeni, WordPress vb. alt yapıların (çoğu) görselleriniz için tekil sayfalar oluşturması ve bunları taranabilir bir hale getirmesidir. Sadece tek bir görselin sergilendiği değersiz bir sayfa “tarama bütçesini” olumsuz etkiler… buna dikkat edin.
Yapmanız gereken tek şey, maddelerde anlattığım gibi görselleri metin içinde optimize edilmiş bir şekilde eklemenizdir. Bu görsel optimizasyonu konusunda yeterli olacaktır.
Dahili bağlantılar (anchor text)
Önemli bir diğer konu ise, dahili bağlantılarınızın bağlantı metninde odak anahtar kelimesini kullanmanızdır.
İçerikteki link verdiğiniz metin (sözcük ya da cümle) bağlantının görünür kısmıdır. Odak anahtar kelimeyi içeriyorsa, bağlantı verdiğiniz sayfanın neyle ilgili olduğunu sitenizi tarayan robotlara söylemiş olursunuz.
Not: Aynı durum harici bağlantılar için de geçerlidir. Ancak sitenize bağlantı veren harici sayfalarda hangi bağlantı metninin kullanılacağını her zaman etkileyemezsiniz.
Peki, LSI anahtar kelimeleri konusu nereye gitti?
Birçok SEO “gurusu” LSI anahtar kelimelerinin kullanılmasını önerir.
Demek istedikleri, eşanlamlıları ve ilgili anahtar kelimeleri bulmanız ve Google’ın bunun neyle ilgili olduğunu bilmesini sağlamak için bunları sayfanın her tarafına “serpmeniz” gerektiğidir.
Gerçek şu ki, LSI anahtar kelimeleri sadece tehlikeli bir SEO efsanesidir.
Nedeni:
- Terimin hiçbir anlamı olmaması ve orijinal gizli anlamsal indeksleme algoritmasıyla hiçbir ilgisi olmamasıdır.
- Belirli kelimeleri yapay olarak kullanma fikri oldukça risklidir, Google’ı yanıltmak bazen cezalar almanıza neden olabilir. WordPress’de ki SEO eklentileri bunu çok yaparlar ve bu da genellikle anahtar kelime doldurmaya yol açıyor.
Google’dan John Mueller, LSI anahtar kelime olgusunu X’de şu şunu söylemiştir;
“LSI anahtar kelimeleri diye bir şey yoktur; size aksini söyleyen herkes yanılıyor, kusura bakmayın.”
John Mueller
Bunun yerine ne yapmalı?
“Google’ın alakalı olduğunu düşünmesi için gönderiyi anahtar kelimelerle nasıl dolduracağınızı” değil, “içeriğinizi genel anlamda mümkün olduğunca alakalı hale nasıl getireceğinizi” düşünün.
Aslında oldukça basit: Rakiplerinizi analiz edin, konuyu inceleyin ve kapsamlı bir şekilde ele alın. Bunu yaparsanız Google sayfanızın konusunu doğru bir şekilde belirleyecektir.
İçeriğin kalitesi
Günümüzde hemen hemen her anahtar kelime için hızlı sıralama almak, geçmişte olduğundan çok daha zordur; yani çoğu niş aşırı doymuş durumdadır.
Ancak mükemmel şekilde çalışan bir strateji halla var: Rakiplerinizden 10 kat daha iyi içerik oluşturmak (aynı zamanda “10x content” stratejisi olarak da bilinir).
Bu prensibi ortaya atan kişi, Rand Fishkin’dir ve stratejisini şu şekilde tanımlar:
Belirli bir anahtar kelime öbeği veya konu için şu anda arama sonuçlarında bulunabilecek en iyi sonuçtan 10 kat daha iyi içerik yazmak… 10x stratejisi olarak bilinir.
Rand Fishkin
Bu konuda Türkçe değil ama Overthink Group’un hazırladığı bu YouTube videosunu alt yazı ile izlemenizi öneririm.
Bunun pratikte anlamı şudur:
Daha iyi içerik kalitesi, daha yüksek sıralama
- Konuyu rakiplerinizden daha ayrıntılı bir şekilde ele alın (en üst sıralardaki sayfalara tam anlamıyla bakabilir ve neyin daha iyi yapılabileceğini bulmaya çalışabilirsiniz).
- Daha güncel bilgi, veriler ve kaynaklar sağlayın.
- Daha fazla uzmanlık (kendi nişinizdeki uzmanların görüşlerini öne çıkarın) ve güvenilirlik (güvenilir kaynaklardan alıntı yapın) sağlayın.
- Orijinal olun, benzersiz veriler kullanın, yeni bakış açıları sağlayın, deneyler yapın…
- Yüksek kaliteli diğer ilgili kaynaklara bağlantılar verin ve kaynak içerikleri kullanın.
Diğer web sitelerine “bağlantı vermek” SEO açısından iyi midir?
Birçok kişi “ziyaretçilerini uzaklaştırmak” istemedikleri için diğer web sitelerine bağlantı vermekten korkuyor. Gerçek şu ki, diğer kaliteli kaynaklara bağlantı vermek SEO açısından (sizin için) iyi olabilir.
İlgili içeriğe bağlantı vermek, sayfalarınızın güven sinyallerini güçlendirmeye yardımcı olur. Google’ın sitenizin içeriğini daha iyi anlamasına yardımcı olabilir ve ziyaretçileriniz için katma değer sağlarsınız.
Daha iyi tasarım
- En önemli adımlardan biri… içerikleriniz için sade bir anlatım düzeni (yapısı) kullanın.
- Görsel olarak etkileyici medyalar ekleyin (illüstrasyonlar, infografikler, grafikler, gifler, ekran görüntüleri, videolar vb.).
- Kendi illüstrasyonlarınızı kullanın ve stok fotoğraflardan uzak durun.
Daha iyi kullanıcı deneyimi
- Metnin okunabilir olduğundan (yazı tipi ve boyutu) ve dilbilgisi hatalarından arınmış olduğundan emin olun.
- Uzun metinlerden (metin duvarları olarak da bilinir) kaçının; kısa, sindirimi kolay paragraflar yazın.
- Daha uzun sayfalar için gezinme öğelerini “içindekiler tablosu (TOC olarak da bilinir)” kullanın.
- Alıntıları, bilgi kutularını, madde işaretli listeleri, kalın cümleleri kullanın.
- Teknik yönleri optimize edin.
İçerik uzunluğu
Birçok kişi içerik uzunluğunun sıralama faktörlerinden biri olduğunu düşünüyor. Backlinko’nun, yaklaşık 2.000 kelimeden oluşan gönderilerin Google’da daha iyi sıralandığını gösteren iyi bilinen bir çalışması var.
Daha uzun içeriğin Google’da daha iyi sıralandığı doğru olsa da, yüksek sıralamayı sağlayan şey kelime sayısı değildir. Uzun yazıların genellikle konuyu daha kapsamlı bir şekilde ele aldığı bilinen bir gerçektir.
Peki içerik uzunluğu konusuna nasıl yaklaşılmalıyız?
- İçeriğin ne kadar uzun olması gerektiğine dair kabaca bir fikir vermek için odak anahtar kelimeniz için sıralanan sayfaların ortalama kelime sayısına bakabilirsiniz.
(örneğin, 1. sayfadaki her gönderi 2.000’den fazla kelime içeriyorsa, büyük olasılıkla 800 kelimelik bir makaleyle sıralamada yer alamazsınız). - Konuyu, potansiyel bir okuyucunun bilmek isteyebileceği her şeyi kapsayacak şekilde kapsamlı bir şekilde ele alın.
- Çok sayıda kelimenin tek başına sıralamanızı iyileştirmeyeceğini her zaman aklınızda bulundurun. İçeriğin sadece niceliğine değil “kalitesine” de odaklanın.
Not: Korelasyon SEO’da her zaman nedensellik anlamına gelmez. Bir şeyin (daha uzun gönderiler gibi) daha yüksek sıralamalarla ilişkili olması, bunun doğrudan bir sıralama faktörü olduğu anlamına gelmez.
İçerik güncellemeleri
Bir içerik ne kadar başarılı olursa olsun, onu taze ve güncel tutmadığınız sürece trafiğin giderek azalması ihtimali oldukça yüksektir.
Andrew Tate (TOP G değil), birçok başarılı blog gönderisinin aynı trafik eğrisini paylaştığını fark etti ve bu olguyu içerik yaşam döngüsünün 5 aşaması olarak tanımladı:
Peki içeriğinizin zamanla unutulmayacağından nasıl emin olabilirsiniz? Ve ne yapmalısınız?
Cevap oldukça basittir, düzenli güncellemeler yapmalısınız.
Düzenli içerik güncellemeleri önemli (ancak sıklıkla gözden kaçırılan) bir SEO tekniğidir.
X’de bir tweet paylaştım ve SEO yaparken en büyük stratejimin yayınladığım içerikleri özellikle Google güncellemeleri sonrası tekrar dönüp detaylıca güncellemek olduğunu söyledim.
İçerik güncellemelerinin sıralamalarınız üzerinde olumlu bir etki yaratmasının nedenlerinden biri, Google’ın güncellemelerin sıklığını fark etmesi ve bazı sorgular için sık güncellenen sayfaları tercih etme eğiliminde olmasıdır. Meyve ya da sebze alacaksınız tazesini almak istersiniz değil mi?
Bu, her konunun içerik güncellemesi gerektirmediği ancak birçoğunun da (değişen düzenlemeler ve yenilikler nedeniyle) gerektirdiği anlamına gelir.
Sizin durumunuz böyle olmasa bile güncelleme, içeriğinizin kalitesini artırmanın nispeten kolay bir yoludur ve bu asla kötü bir şey değildir.
İpucu: Animalz’ın Revive adında Google Analytics hesabınıza bağlanabilen ve azalan trafiğe göre güncellenmesi gerekebilecek sayfaları tanımlayabilen kullanışlı ve ücretsiz bir aracı vardır. Bu araç çok bilinmez ama, hangi içeriklerinizin değer kaybettiğini detaylıca görebilirsiniz.
Güncelleme ve yeniden yayınlama karşılaştırması
Dostlar bu çokça karıştırılan ama aşırı önemli bir konudur. İçeriği güncellemek yayınlanma tarihi değiştirip günümüze almak değilidir. Bu içeriği yeni bir içerik olarak gösterecektir. İçeriği güncellemek, eklemeler yaptıktan sonra yayın tarihini sabit tutarak, güncelleme tarihinin değişmesini sağlamaktır.
Sayfalarınızdaki küçük değişiklikler herhangi bir özel ilgi gerektirmese de, büyük düzenlemeler muhtemelen gönderiyi yeniden yayınlamaya değer olabilir. Böylece gönderi blog feed’inizin en üstünde gösterilir ve okuyucular gönderinin büyük bir güncellemeden geçtiğini bilir.
Gönderinizi yeniden yayınlamayı düşünebileceğiniz bazı durumlar şunlardır:
- Güncelleme içeriğinizin %50’sinden fazlasını etkiliyorsa,
- Önemli miktarda yeni içerik eklediyseniz,
- 2 veya daha fazla gönderiyi tek bir gönderide birleştirdiyseniz,
Yeniden yayınlama aynı zamanda yayınınızı sosyal medyada ve e-posta haber bülteninde yeniden tanıtmak veya yeni bir bağlantı kurma (link) stratejisi başlatmak için de harika bir fırsattır.
Sayfa içi ve teknik SEO
Önceki bölümde içerikle ilgili sayfa içi SEO tekniklerini detaylıca size anlattım. Şimdi işin daha teknik yönlerine bir bakalım istiyorum. Konu halla içeriğimizi (ve kendimizi) Google’a sevdirmek bunu unutmayın.
Dahili bağlantı
Dahili bağlantı (iç linkleme) oldukça gözden kaçan bir SEO stratejisidir.
Evet, harici (dış) geri bağlantılar SEO’da önemlidir (bununla ilgili daha fazla bilgiyi bir sonraki bölümde anlatacağım), ancak dahili bağlantıların uygun bir yapısına sahip olmak da aynı derecede önemlidir.
İşte nedeni:
- Dahili bağlantılar web sitenizin taranabilirliğini artırır. Sayfalarınız birbirine iyi bir şekilde bağlıysa, arama motoru tarayıcılarının tüm sayfalarınızı bulup dizine eklemesi daha kolay olur.
- Dahili bağlantılar kullanıcı deneyimini ve etkileşimi artırır. Açık bir menüye (navigasyon) sahipseniz ziyaretçileriniz ihtiyaç duydukları şeyi daha kolay ulaşacaktır. İlgili bağlamsal bağlantılar sayesinde, yanıtlarını başka yerde bulmak için web sitesinden ayrılmak yerine içeriğinizle daha fazla zaman geçireceklerdir.
- Dahili bağlantılar sıralamanızı iyileştirebilir. Evet, dahili bağlantılar da bağlantı eşitliğini sağlar. Bir sayfada açıklayıcı bağlantı metinleri içeren çok sayıda alakalı dahili bağlantı varsa Google, bağlantı verilen sayfayı daha iyi anlayacak, sayfa yapınızda bunun önemli olduğunu düşünecek ve ona daha fazla önem verecektir.
İyi bir iç bağlantı stratejisinin altın kuralı şudur: Herhangi bir sayfa, ana sayfanızdan en fazla 3 tıklama uzakta olmalıdır.
Dahili bağlantının en büyük avantajı nedir? Dış bağlantılardan farklı olarak iç bağlantılar tamamen sizin elinizdedir.
Peki, birbirine iyi şekilde bağlanmış iç sayfaları olan bir web sitesi nasıl oluşturulur?
Anlaşılır gezinme öğeleri kullanın
İyi iç bağlantı yapısına sahip bir web sitesine sahip olmanın anahtarı, düzgün yapılandırılmış gezinme öğelerine (menü vb.) sahip olmaktır.
İnsanlar web sitelerinde belirli bir şekilde gezinmeye alışkındır (örn. logo genelde sol üstte ve menü de hemen onun yanındadır) ve bu süreci onlar için mümkün olduğunca kolay ve net hale getirmelisiniz.
- Menü – açık ve anlaşılır olması gereken ana gezinme öğesidir.
- İçerik kırıntıları (Breadcrumbs olarak da bilinir) – iç içe geçmiş sayfalardan (alt sayfalar) oluşan daha derin bir yapıya sahipseniz çok kullanışlıdır.
- Kategoriler – insanların benzer içeriği kolayca bulabilmesi için içeriğinizi mantıksal kategorilere ayırın.
Site Haritaları
Site haritası, bir web sitesindeki arama motorları tarafından taranabilecek tüm sayfaların yapılandırılmış bir listesidir. Buna sahip olmak, tarayıcıların tüm sayfalarınızı bulmasına izin vermenin başka bir yoludur.
Google’a göre ne tür web siteleri site haritasından fayda görürler:
- Yüzlerce veya binlerce sayfadan oluşan büyük web siteleri,
- Çok az geri bağlantısı olan veya hiç geri bağlantısı olmayan yeni siteler,
- Çok fazla dahili bağlantısı olmayan web siteleri,
- Çok sayıda medya dosyası içeren web siteleri,
…buna örnek olarak gösterilebilir.
Her zaman bir site haritasına ihtiyacınız var mı?
Bir site haritasına sahip olmak sizi asla olumsuz etkilemez. Dahası, tarayıcıların sayfanın yeniden taranmasının gerekip gerekmediğini bilmesi için lastmod özelliği (sayfanın son güncellemesinin yapıldığı tarih) gibi bazı yararlı ek bilgiler içerir.
WordPress vb. alt yapılarda bulunan SEO eklentileri sizin için bu sayfaları oluştururlar. Genel olarak siteadi.com/sitemap_index.xml olarak bilinirler.
Site haritasının nasıl oluşturulacağından emin değilseniz ve web siteniz WordPress üzerinde çalışıyorsa (ki büyük ihtimalle öyledir), site haritasını RankMath SEO eklentisi ile oluşturabilirsiniz.
Google’a site haritanızı bildirmek için de, onu Google Search Console’a gönderebilirsiniz.
Bunu, Google Arama Konsolu > Site Haritaları bölümüne giderek açılan pencerede “Yeni site haritası ekleyin” alanının altına ki URL kısmına yapıştırın:
artık Google sitenize geldiği zaman elinde bir yol haritası ile tarama yapacaktır.
HTTPS
Bu detaylıca söylememe bile gerek yok. Bugünlerde SSL sertifikası kullanmamak için hiçbir mazeret yoktur, özellikle de Let’s encrypt gibi ücretsiz seçenekler mevcut olduğunda…
Çoğu hosting firması sizin için ücretsiz SSL sertifikası sağlar. Eğer sağlamıyorsa ve buna para ödemek zorunda kalacaksanız daha avantajlı bir hosting firması arayışına girebilirsiniz.
Web sitenizin ziyaretçilerinin güvenliği sizin için bir öncelik olmalıdır.
Yalnızca bariz nedenlerden dolayı değil, aynı zamanda HTTPS protokolünün kullanımının 2014’te zorunluluk olması ile beraber Google’a göre HTTPS bir sıralama faktörü haline gelmesi nedeniyle de önemlidir. Başka bir deyişle, HTTPS kullanmazsanız web siteniz Google’da kötü performans gösterebilir.
Mobil uyumluluk
2019 itibarıyla Google, mobil öncelikli dizine ekleme algoritmasını kullanıyor. Bu, web sitelerinin çoğunun masaüstü sürümü yerine mobil sürümünde tarandığı ve dizine eklendiği anlamına gelir.
Temmuz 2024 itibari ile de (yazının girişinde bahsetmiştim) mobil uyumlu olmayan web sitlerini Google’dan kaldıracağını duyurdu (bundan yazının girişinde kaynak vererek bahsettim).
Mobil uyumlu bir web sitesine sahip olmak önemli bir SEO kuralıdır. Peki nedir ve nasıl olmalıdır, kısaca şöyle anlatabilirim:
- Duyarlı (esnek) bir tasarım ve düzen
- Mobil cihazlarda gezinmesi kolay bir menü
- Sıkıştırılmış (Webp formatında) görüntüler
- Agresif pop-up’lardan kaçınmak
- Okunabilir bir yazı tipi
- Hızlı açılan ve erişilebilir web sayfaları
Web sitenizin mobil uyumlu olup olmadığından emin değilseniz Experte’nin Mobil Uyumluluk Test Aracı bu aracıyla test edebilir veya Search Console’a giderek “Mobil Kullanılabilirlik” bölümünde herhangi bir sorun olup olmadığını görebilirsiniz.
Neyse ki, geliştiricilerin çoğu bugünlerde mobil uyumluluğu göz önünde bulunduruyor, bu nedenle kaliteli bir WordPress teması seçerseniz sorun yaşamazsınız.
Ancak çok dikkat etmeniz gereken önemli bir mobil SEO sıralama faktör vardır. Bu en önemlilerden biri olan, web sitesi hızı ya da sayfa hızıdır.
Sayfa hızı
Sayfa hızı, teknik SEO’nun en önemli yönlerinden biridir ve önemli bir UX (kullanıcı deneyimi) faktörüdür. Hiç kimse bir sayfanın yüklenmesi için birkaç saniyeden fazla beklemeye istekli değildir.
Dahası, sayfa hızı (Google’a göre) onaylanmış bir sıralama faktörüdür.
Sayfa hızınızı ölçmenize ve en yaygın sayfa hızı sorunlarını bulmanıza yardımcı olacak birçok yararlı araç vardır. Bunlardan başlıca olanları:
Burada “Mobil” sekmesinde Önemli Web Verileri olarak bilinen alanda Başarılı Oldu ibaresini görene kadar optimizasyon süreçlerinize devam etmelisiniz.
Şimdi sayfa hızınızı tatmin edici bir seviyede tutmak için yapmanız gerekenlere daha yakından bir bakalım:
1. Kaliteli bir hosting kullanın
Web hostinginiz sayfa hızınızı etkileyen ilk şeydir.
Hosting (yani barındırma sunucusu) yanıt süresi zayıfsa, site içi ya da teknik optimizasyonla yapabileceğiniz çok az şey vardır.
Milisaniyeler konusunda endişelenmenize gerek yok, ancak ayda 50 TL karşılığında hosting hizmeti sunan sağlayıcılardan harika performans beklemeyin.
Not: Yeni başlayanlar ve küçük web sitesi sahiplerinin çoğu, kaliteli paylaşımlı barındırma (shared hosting diye bilinir) ile gayet iyi sonuçlar alabilir. Uygun fiyatlıdırlar ve gelecekte ihtiyaç duyulduğunda yükseltilebilirler.
Yine bu konuda önemli olabilecek diğer konu, sunucunun fiziksel konumunun hedef kitlenize mümkün olduğunca yakın olduğundan emin olmaktır. (örneğin, ABD pazarını hedefliyorsanız, Almanya’da bulunan bir sunucu yanıt süresini yani site hızınızı etkileyecektir).
2. Web sitesini önbelleğe alın
Önbelleğe alma, (geri gelen kullanıcı için) bir sonraki yüklemeyi çok daha hızlı hale getirmek için sayfanızın bazı bölümlerinin (sunucunuz veya ziyaretçinin tarayıcısı tarafından) hatırlandığı bir işlemdir.
İki ana önbellekleme türü vardır:
- Tarayıcı önbelleğe alma – önbelleğe alma kullanıcı tarafında yapılır; WordPress kullanıyorsanız WP Rocket, W3 Total Cache, FlyingPress gibi birçok eklentiden birini kullanabilirsiniz. Burada dikkat etmeniz gereken şey her zaman yalnızca birini kullanmak olmalı.
- Sunucu tarafı önbelleğe alma – daha düşük düzeyde çalışır ve daha etkilidir; genellikle yönetilen web barındırma hizmetleri tarafından sağlanır.
3. Üçüncü taraf komut dosyalarını sınırlayın
Web sitenizde kullandığınız herhangi bir üçüncü (third party olarak da bilinir) taraf komut dosyası, sayfanın yüklenmesi için gereken süreyi artırır. 3. parti uygulamalar çok fazladırlar ve kullanılırlar ama bunları optimize etmenin yolları (tabi ki) vardır.
Üçünücü taraf uygulamaları bu kategorilere ait yazılımlar olabilirler;
- WordPress eklentileri
- Analiz ve yeniden pazarlama odaklı komut dosyaları (Google Analytics, MS Clarity, One Signal vb.)
- Yorumlama hizmetleri (örn. Disqus)
- Sohbet widget’ları
Bu, bunlardan hiçbirini “kullanmamanız” gerektiği anlamına gelmez. Sadece size anlatacağım şu basit kuralları takip ederek ihtiyaçlarınıza yanıt verecek şeyleri kullanın;
- Yalnızca gerçekten ihtiyacınız olan hizmetleri kullanın. Bu özellikle WordPress eklentileri için önemlidir. Web sitenizdeki her küçük özellik için özel bir eklenti kullanmayın. Çok fazla eklenti web sitenizi yavaşlatabilir.
- Mümkünse, üçüncü taraf komut dosyalarının etkinleştirilmesini, yalnızca birkaç saniye sonra veya ziyaretçi sayfayı aşağı kaydırdığında yüklenebilecek şekilde (bu bir JS komutudur) erteleyin. Bu, yorum yapma hizmetlerinin yanı sıra sohbet widget’larına da uygulanabilir.
Web sitesi performans eklentilerinde bu ayarlamalar vardır ama biraz ileri seviye optimizasyon ve teknik seo bilgisi isterler.
Mesela benim kullandığım hız optimizasyon eklentisi FlyingPress’tir. Oldukça sade ve hafif olmasından kaynaklı bu hız eklentisi kullanıyorum. Ayrıca hem optimizasyon işlemleri hem de cache işlemlerini tek bir eklenti üzerinden yapabiliyor olmak beni daha az WP eklentisi kullanmaya teşvik ediyor.
Burada kullandığım eklentide ertelediğim özel 3. parti uygulamalarını görebilirsiniz.
4. Resimlerinizi optimize edin
Büyük resim dosyaları sayfanın yavaş yüklenmesine neden olan en yaygın faktörlerden biridir.
Resimlerinizin çok büyük olmadığından emin olmak için uygulamanız gereken bazı resim optimizasyon uygulamaları şunlardır:
a) Doğru dosya türünü kullanın
Doğru görüntü dosyası formatını kullanmak, daha iyi bir görüntü kalitesi elde etmenize ve dosya boyutunu azaltmanıza yardımcı olabilir.
- Webp – fotoğraflar
- PNG – çizgi çizimler, ekran görüntüleri, metin içeren resimler, arka planını şeffaf olan görseller
- GIF – animasyonlu resimler
- SVG – logolar, simgeler, basit çizimler
b) Resimlerinizi yeniden boyutlandırın
Birçok kişi çok büyük görseller yüklüyor. Blog içerik alanınızın genişliği 800 piksel ise, 2500 piksel genişliğinde görseller kullanmak abartı olur.
Resminizi sunucuya yüklemeden önce, resmi web sitenizin genişliğine uyacak şekilde yeniden boyutlandırmak için bir resim düzenleyici kullanın. Biraz daha geniş olabilir, ancak nadiren tam boyuta ihtiyaç duyarsınız (özellikle fotoğraflarda).
c) Resimlerinizi sıkıştırın
Görüntü sıkıştırma, görüntü kalitesini korurken bazı gereksiz görüntü verilerini ortadan kaldıran bir işlemdir.
Bunu manuel olarak yapabilir ve kalite ile dosya boyutu arasındaki en iyi oranı bulmaya çalışabilir veya tüm süreci bir eklentiyle (örn. Imagify, ShortPixel, Tiny PNG, Optimole) otomatikleştirebilirsiniz.
Ben bu işlem için de görsel CDN’si olan Optimole eklentisini kullanıyorum. Optimole sizin için bir özel URL oluşturur ve görsellerinizi kendi CDN’sine alır ve buradan servis eder.
d) Lazy loading (Tembel yükleme olarak da bilinir) kullanın
Lazy loading, sayfanın üst kısmında görünen içeriğe öncelik verildiği ve geri kalanın biraz daha sonra yüklendiği basit bir işlemdir. Görüntü ağırlıklı sayfalar için çok kullanışlıdır.
Yine ullandığım eklenti FlyingPress’de ben lazy loading ayarını açtım ve ilk 3 resim harici tüm resimleri tembel yükleme methodu ile web siteme giren kullanıcılara göstermesini istedim.
Resim alternatif (ALT) metinleri
Resim alt metni (ALT etiketi olarak da bilinir), HTML kodunda resmi tanımlayan ve resim yüklenemediğinde görünen bir metin parçasıdır.
2 nedenden dolayı çok önemlidir:
- UX açısından bakıldığında, ekran okuyucular, görme engelli ziyaretçiler için alternatif metni okuyabilir.
- SEO açısından bakıldığında, alt metin tarayıcılar (arama motorları) için daha iyi bir bağlam sağlar çünkü görselinizi “göremezler” sadece içeriğinizde olduğunu bilirler.
Not: Özellikle görsel herhangi bir anlam ifade etmiyorsa her zaman alternatif metin kullanmanıza gerek yoktur. Daha fazla bilgi için bu W3’de alt
Decision Tree rehberini inceleyin.
Görselleriniz için iyi bir alternatif metin yazmak için şunları yapabilirsiniz:
- Açıklayıcı olun – görüntüyü mümkün olan en iyi şekilde tanımlayın. Anahtar kelime eklemek yerine görselin ne olduğunu anlatın.
- Kısa tutun – 5 ila 15 kelime arası yeterli olacaktır.
- Anahtar kelime doldurmaktan kaçının – alternatif metin, anahtar kelimelerinizi doğal olmayan bir şekilde doldurabileceğiniz bir yer değildir.
Alternatif metinlerin yanı sıra şunları da kullanmalısınız:
- Açıklayıcı resim dosyası adları kullanın ( sinir-otu-faydalari.webp her zaman DCIM1435664.jpeg’den daha iyidir),
- resim başlığı ve açıklamasını optimize edebilirsiniz,
- altyazılar (isteğe bağlı) olarak ekleyebilir ve içerikte gözükmesini sağlayabilirsiniz.
Meta başlık etiketi ve meta açıklamaları
Başlık etiketi ve meta açıklaması, sayfanın başlığını ve açıklamasını temsil eden HTML öğeleridir. Arama sonuçlarında veya sosyal medyada paylaşıldığında görüntülenirler.
bu iki meta elementi SEO açısından çok önemlidirler. İyi yazılmış bir başlık etiketi ve meta açıklaması, SERP’de kullanıcının dikkatini çekmek için tek şansınızdır. Bu TO’nuzu arttıran en önemli şeydir.
İyi bir başlık etiketi ve meta açıklamasının nasıl yazılacağına dair bazı ipuçlarımı şimdi sizlere aktaracağım. Bu önemli konuda maddeleri lütfen dikkatlice okuyun;
1. Odak anahtar kelimeyi ekleyin
Önceki bölümde bahsettiğim gibi, bir sayfanın başlık etiketi ve meta açıklaması, odaklandığınız anahtar kelimeyi yerleştirmek (konumlandırmak) için iyi bir yerdir.
Yapabileceğiniz en iyi şey, odak anahtar kelimeyi meta başlık etiketinin başlangıcına yakın bir yere yerleştirmektir. Ancak zorunlu değildir ve bunun için kendinizi zorlamamalısınız.
2. Uzunluğa dikkat edin
Başlık etiketi için uzunluk sınırı 600 piksel, meta açıklaması için ise 960 pikseldir.
Çok uzunlarsa Google tarafından kısaltılırlar, bu da pek hoş görünmez ve tıklama oranınızı (TO) düşürebilir.
Optimize edilmemiş bir meta başlığı ve açıklaması şu şekilde görünür:
siz artık nasıl yapılacağını adım adım öğreniyorsunuz ve böyle hataları (umarım ki) yapmayacaksınız.
3. Herkes gibi sıradan olmayın
İçerik başlığınızı dükkan tabelası gibi düşünebilirsiniz. Ne kadar özgün ve farklı olursa o kadar ilgi çekici olacaktır ve bu da sizin TO’nuzu olumlu yönde etkileyecektir. Başlık etiketinizi benzersiz kılmak için kullanabileceğiniz bazı ipuçlarına beraber bakalım mı?
- Sorular
- Sayılar
- Yıl
- Yamamı büyük harfle yazılmış bir kelime (çok çarpıcı olacaktır)
- Parantez kullanımı
- (Güçlü ise) marka adınız
Öne çıkan snippet’ler
Öne çıkan snippet (bazen “sıfır konumu” olarak da adlandırılır), Google aramasında standart 10 sonucun (yani ilk sayfa) üzerinde görünen seçilmiş bir arama sonucudur. Amacı kullanıcının sorusunu doğrudan SERP’de hızlıca yanıtlamaktır.
Bir örnek olması açısından,
burada gördüğünüz maddesel listeler, içeriğin içindeki “faydalar” alt başlığının altındaki liste özeti alanından gelmektedir.
Öne çıkan snippet’lerin 3 ana türü vardır:
- Paragraf – genellikle; nasıl, kim, neden, ne zaman veya hangi sorgularına kısa bir cevaplar veren türdendir.
- Liste – çoğunlukla adım adım talimatlar, tarifler veya faydalar gibi sorgularda gözükürler.
- Tablo – genellikle karşılaştırma grafikleri, veri tabloları, sayısal şeyler vb. için gösterilir.
Öne çıkan snippet’e sahip olmanın en büyük avantajı, sayfanız daha düşük bir konuma sahip olsa bile rakiplerinizi “geçebilmenizdir”.
Öne çıkan snippet’lerde görünen sayfaların çoğu 1. sırada yer almaz. Normalde 2., 3. ve hatta daha düşük konumda görünürler.
Peki öne çıkan snippet alanında nasıl olabilirsiniz?
1. Öne çıkan snippet’lere sahip anahtar kelimeleri arayın
Başlamak için harika bir yer yine Google’dır, özellikle “soru” anahtar kelimelerini arayabileceğiniz bir anahtar kelime araştırması yapabilir (bunu size yukarıda anlattım) ve öne çıkan alanda birini görürseniz hemen nasıl bir strateji uyguladığını analiz edebilirsiniz.
Öne çıkan snippet’lere çıkmak için bir başka harika anahtar kelime kaynağı da genellikle öne çıkan snippet’in altında görünen “Diğer sorular” alanıdır. Burada genellikle insanların hızlıca cevap almak istedikleri sorular olur… bu sorulara öne çıkan alanın seveceği şekilde cevaplar yazabilirsiniz.
2. Önce soruyu (gerçekten) cevaplayın
Öne çıkan snippet’te görünmenin anahtarı, sayfada mümkün olan en kısa sürede soruyu yanıtlamaktır. Bu içerik stratejisine “ters piramit” adı verilmektedir.
Bu, önce tanımı sağladığınız ve ardından destekleyici ayrıntılarla devam ettiğiniz bir içerik yazmak anlamına gelir.
3. Optimum kelime sayısını takip edin
Öne çıkan bir snippet’te tam olarak hangi metnin görünmesi gerektiğini işaretlemek mümkün değildir. Google metninizin bir bölümünü otomatik olarak seçecektir.
Ancak varsayılan snippet metninin uzunluğunu, olağan öne çıkan snippet uzunluğuna uyacak şekilde optimize etmelisiniz.
Öne çıkan snippet’lerin çoğu 40-50 kelime uzunluğundadır.
Bu da bizi 0. sıra için son noktaya getiriyor…
4. Rakipleriniz için neyin işe yaradığını öğrenin
Son fakat en önemlisi, mevcut bir öne çıkan snippet’in olduğu bildiğiniz bir kelimede doğru yapılan şeyi inceleyin. Rakibinizi inceleyerek onun cevabından daha gelişmiş ve kaynak olarak cevaplanabilecek bir cümle yapısı kullanın.
Sayfa içi SEO tabi ki bu kadar değildir. Bu rehber SEO’nun ne olduğunu size en kapsamlı şekilde açıklamaktadır. Sıkılmanızı istemediğim için sadece önemli noktaları sizler ile buluşturdum… daha sonra iç optimizasyon süreçlerini de bu şekilde uzun uzun anlatacağım.
Backlink’ler ve Diğer web siteler ile bağlantı kurma
SEO’nun ne olduğunu merak edip bu adıma kadar gelen sevgili okur… bilmiyorum ama en önemli yerdesin. 6. bölümünde, arama motoru optimizasyonunun en önemli yönlerinden biri olan geri bağlantıları (backlink olarak da bilinir) ele alıyorum.
Backlink nedir?
Backlink, bir sayfadan diğerine verilen bağlantıdır. A sayfası B sayfasına bağlantı veriyorsa, B sayfasının A sayfasından bir geri bağlantısı olduğunu (mantıken) düşünebilirsiniz.
Geri bağlantılar en önemli sıralama sinyallerinden biridir. Geri bağlantıların ve sıralamaların miktarı ve kalitesi arasında doğrudan bir ilişki vardır.
Size bir örnekle (içeriğin ortalarında) anlattım. Arkadaşınızın önerdiği birine, sadece arkadaşınızın önermesi ile bile güvenebilirsiniz. Google’da linklere böyle bakar. Google’a göre güvenilir ya da alakalı web sitelerinden linkler alırsanız, arkadaşı olan insanların önerilerine kulak verecek ve size de güvenecektir.
Backlinkler neden bu kadar önemli?
Backlikler (ya da geri bağlantılar), en başından beri arama motoru algoritmalarının çok etkili bir faktörü olmuştur.
Akademik atıflar gibi çalışırlar. Arama motoru geliştiricileri, birçok kaliteli kaynak belirli bir sayfaya bağlantı veriyorsa, bunun sayfanın değerli ve güvenilir olduğu anlamına geldiğini fark ettirecek algoritmalara sahiplerdir.
Bağlantı eşitliği (Link equity) nedir?
Bağlantı eşitliği (“link juice” olarak da bilinir), bir sayfanın bir bağlantı aracılığıyla başka bir sayfaya aktardığı otoriteyi tanımlamak için kullanılan bir terimdir.
Google Sayfa Sıralaması (PageRank)
Google, web sitelerine gelen dış linklerin kalitesini ve miktarını sıralama sistemine dahil etmek ve web sayfalarının arama sonuçlarındaki göreceli önemini belirlemek için PageRank adında bir algoritma oluşturmuştur.
Bir sayfanın PageRank’ını etkileyen üç faktör vardır ve bunlar şu şekildedir:
- Geri bağlantı sayısı (yani web sitesine gelen dış link miktarı) – sayfanın ne kadar kaliteli ve alakalı geri bağlantısı varsa o kadar iyi ve sağlıklıdır.
- Bağlantı veren sayfadaki bağlantıların sayısı – değer (bağlantı eşitliği (link equity) olarak adlandırılır), bağlantı veren sayfadan bağlantı verilen tüm sayfalar arasında dağıtılır.
Yani örnek vermek gerekirse, bir web sayfasından 500 farklı web sitesine link veriliyorsa, bu değer link verilen tüm web siteleri ile bölüştürülür. - Bağlantı veren sayfanın PageRank’ı – daha yüksek PageRank’a sahip bir sayfadan gelen geri bağlantı (yani backlink), daha fazla bağlantı eşitliği (puan gibi düşünebilirsiniz) sağlar.
Bağlantı türleri
Bir web sitesindeki bağlantılar çeşitli kategorilere ayrılabilir. Bu ayrım ile web sitesinin iç ve dış link profili oluşturularak sitenin bir DA, PA ya da AS skoru oluşur. Bilmeniz gereken en temel olanları ise şu şekildedir:
Dahili ve harici bağlantılar
Bu oldukça açık değil mi?
Dahili bağlantı, aynı web sitesindeki bir sayfadan (yine aynı web sitesinde) başka bir sayfaya verilen bağlantı tipidir. Dış bağlantı (harici link) ise başka bir web sitesinden verilen bağlantıdır.
Takip edilmeyen (Nofollow) bağlantılar
Nofollow bağlantısı, HTML kodunda rel=”nofollow” niteliğini içeren bir bağlantıdır.
2005 yılında Google tarafından tanıtılan bu sistem arama motorlarında bulunan web sitelerinin bağlantı verilen sayfaya “bağlantı eşitliği aktarmamalarını” söylemektedir. Nofollow özelliğinin kullanılabileceği durumlar şunlardır:
- Yorumlardaki linkler – yorumlardaki bağlantılar web sitesini daha az değerli hale getirdiği için önerilmez. Bu durum ayrıca, yorum spam’iyle mücadeleye de yardımcı olur.
- Onaylamak istemediğiniz web sitelerine bağlantılar – bazen onaylamak istemediğiniz sayfalara (sevmesenizde) bağlantı vermeniz gerekebilir. Bu durumda da no-follow kullanabilirsiniz.
Not: Teknik olarak konuşursak, “dofollow” parametresi olmadığı için “dofollow” backlink diye bir şey yoktur. Bu terim, halk arasında, takip edilmeyen bağlantıların aksine, DR ya da AS skorunuza etki eden bağlantılar oldukları için ayırt etme ve pazarlama amaçlı kullanılır.
Nofollow bağlantıları otoriteye (DR) etki etmesede size başka faydalar sağlayabilirler:
- Google için bir ipucu görevi görebilirler; 2019’da Google, nofollow bağlantılarını, bağlantıları daha iyi anlamak ve analiz etmek için ipucu olarak değerlendireceğini duyurdu.
- Size trafik getirebilirler – nofollow bir bağlantı size herhangi bir “SEO skoru” getirmeyebilir ancak yine de size alakalı trafik getirebilirler.
- Bağlantı profilinizi çeşitlendirirler; nofollow bağlantılar her bağlantı profilinin doğal bir parçasıdır ve hiç olmaması garip gözükebilir.
Bağlantı profili
Bağlantı profili bilmeniz gereken bir diğer önemli SEO terimidir. Web sitenize yönlendiren tüm bağlantıları tanımlamak için kullanılır.
Bağlantı profilinizin kalitesi, sıralamalarınızla doğrudan ilişkilidir.
Peki, iyi bir bağlantı profili tam olarak neye benzer?
- Çeşitlidir. Sağlıklı bir bağlantı profili, çeşitli bağlantı türlerinin (hem standart hem de nofollow) ve doğal bağlantı metinlerinin bir karışımıdır.
- Kaliteli ve alakalı geri bağlantılar olması gerekir. İyi bir bağlantı profili, ilgili web sitelerinden gelen kaliteli geri bağlantılardan oluşur.
Öte yandan, spam içerikli web sitelerinden gelen çok sayıda düşük kaliteli bağlantı, en iyi ihtimalle göz ardı edilecek ve en kötü ihtimalle web sitenize zarar verecektir.
Bağlantı profilinizi mümkün olduğunca çeşitli tutun.
SEO uzmanlarının yalnızca belirli bağlantı türlerini oluşturmaya (dofollow gibi) çok fazla odaklandıklarını ve geri kalan seçenekleri ihmal ettiklerini görüyorum.
Bunun Google’dan ceza almaya giden en kısa yollardan biri olduğunu söyleyebilirim, ya da en azından Google’ı doğal olmayan backlink stratejileri konusunda şüpheci olmaya davet eden bir durumdur. Yapay bağlantılar konusunda çok bonkör olmak, sıralamada (SERP) düşüşe yol açarak sitenizi trafik kaybına kadar götürebilir.
Sağlam bir link stratejisi her zaman bağlantılar kurmanın (ya da satın almanın) çeşitli yollarını içermeli ve backlink profilinizi olabildiğince çeşitli tutarken yine de alakalı kalmalıdır.
Bağlantı metni
Bağlantı metni, bir köprünün (linkin) görünür, tıklanabilir bir parçasıdır. Tarayıcıların, bağlantılı verilen sayfanın neyle ilgili olduğunu belirtmesine yardımcı olur.
Bir örnek ile devam edelim mi? Bu aşağıdaki görselde içerikte bir link görüyorsunuz… bu tıklanabilir linkte “Author SEO” kelimesinden aslında alakalı bir diğer içeriğe iç linkleme (yani dahilli bağlantı) yapıldığını görebilirsiniz.
Bunun en önemli faydası (daha öncede bahsettim) taranabilirliği yani robotların sitenize gelip daha derin ve alakalı analizler yapabilmesini sağlamaktır.
Çeşitli bağlantı metni türleri vardır, bunları (bu yazı özelinde) sizin için örneklendireceğim:
- Marka adı – örneğin “Ahmet Abiç SEO”
- Tam eşleşme – örneğin “SEO nedir”
- Kısmi eşleşme – örneğin “SEO başlangıç rehberi”
- Genel – örneğin “SEO hakkında bilgi al”
- Çıplak URL – örneğin “https://ahmetabic.com/seo-nedir/”
Bağlantı metinlerinde kullanılan ilgili terimlerle daha fazla sayfanın size bağlantı vermesi, bu terimleri arama motorlarında sıralamanıza yardımcı olabilir.
Bu, anahtar kelimelerle doldurulmuş (spam) bağlantı metinleri almaya çalışmanız gerektiği anlamına gelmez.
Tam tersine, çok dikkatli olmalı ve çeşitli bağlantı metni türlerinin doğal bir karışımını hedeflemelisiniz.
Bağlantılarınızın bağlantı metnini manipüle etmeye yönelik herhangi bir açık girişim Google tarafından tespit edilebilir ve cezalandırılabilir (Google cezaları hakkında daha fazla bilgiyi burada bulabilirsiniz).
Kaliteli bir Backlink’in özellikleri
Tüm geri bağlantılar (yani dış linkler) eşit şekilde oluşturulmazlar.
Dahili ve harici bağlantılar ile standart (yani dofollow) ve nofollow bağlantılar arasındaki bariz farklılıkların yanı sıra, sadece iki link bile, diğer birçok faktöre bağlı olarak yüksek adetli linklerden daha fazla fayda sağlayabilir. Nedeni ise alakalı olmasıdır.
Kaliteli bir backlink nasıl olur merak ediyorsanız, size bir kaç adımda bunu anlatacağım:
1. İçeriğiniz ve siteniz ile ilgili olmasıdır.
Değerli bir geri bağlantı konuyla alakalıdır. Bu, bağlantı verilen sayfanın, bağlantılı sayfayla aynı veya benzer konu hakkında olması gerektiği anlamına gelir.
Örneğin:
Denize girmenin faydaları ile ilgili bir makaleniz varsa ve biri su sporları ile ilgili bir gönderiden, diğeri siyasetle ilgili bir gönderiden olmak üzere iki farklı link alacaksınız, bunlar ilki size yüksek fayda sağlayacaktır. İkinci olan ne kadar yüksek DR’li olursa olsun alakasızdır.
Sadece DR skorunu (eğer takip edilebilir linkler ise) arttıracaktır ve siz aslında bir manipülasyon yapmış olursunuz.
Bazen şunu görebilirsiniz, site spam olmasa dahi çok yüksek DR’si olmasına rağmen trafiği oldukça düşüktür. Nedeni ise, DR skorunun manipüle edilebilir olması ile alakalıdır. Google’ın DR adında bir metriği yoktur.
2. Yetkili bir web sitesinden gelen bağlantı
Daha önce PageRank ile açıkladığım gibi, kendileri ile alakalı olan kaliteli bağlantılara sahip sayfalar aynı zamanda sayfanıza daha fazla bağlantı eşitliği iletir.
Bağlantı veren sayfa ne kadar yetkili olursa (örn. Wikipedia, Habertürk vb.), backlinkin sizin için değeri o kadar artar.
Bir sayfanın otoritesini temsil edecek Google’ın resmi bir metriği yoktur, ancak tahminde size yardımcı olabilecek ticari araçlara ait birçok metrik vardır.
En popülerleri Moz’un Etki Alanı Otoritesi (DR) ve Sayfa Otoritesi (PA) olarak bilinen iki metriktir. Ahrefs SEO aracı bu verileri kullanırken, SEMrush ise kendi skoru olan AS (Authority Score) metriğini kullanır.
3. Benzersiz bağlantı (link) almak
Bir backlinkin benzersizliği çeşitli düzeylerde tartışılabilir bir konudur. Aslında benzersiz bir link var mıdır tartışılır ama buradaki “benzersiz backlink” olarak anlatmak istediğim şey size anormal fayda sağlayacak olan bir dış linktir.
Şimdi 3 düzeyde benzersiz bir link nasıl olur beraberce göz atalım:
a) Web sitesi düzeyi
Size daha önce link vermemiş bir web sitesinden gelen bir bağlantı, genellikle daha önce size bağlantı vermiş olan bir siteden gelen bir linkten daha değerlidir.
Aynı siteden 50 backlink almaktansa 10 farklı web sitesinden 10 backlink almak daha iyidir.
Not: Bu, aynı siteden daha fazla geri bağlantıya sahip olmanın kötü bir şey olduğu anlamına gelmez (eğer bu doğal olarak gerçekleşirse).
b) Sayfa düzeyi
Aynı sayfadan iki bağlantınız varsa ilk görünen ikinciden daha değerli olabilir.
(Google 2009’da yalnızca ilk bağlantı metnini sayıyordu. Bugünlerde bunlara nasıl davrandıklarını bilmiyoruz ama değişmediğini varsayabiliriz.)
c) Diğer bağlantıların sayısı
Önemli bir diğer alt başlık ise PageRank (yani sayfa otoritesi) bağlantılı sayfalar arasında eşit olarak dağıtılır.
Dolayısıyla, 3 kaynağa bağlantı veren bir sayfadan alınan geri bağlantı ile 30 kaynağa bağlantı veren bir sayfadan alınan geri bağlantı arasında büyük bir fark vardır.
4. Sitenin üst kısmına yakın bir yere yerleştirilir
Kaliteli bir bağlantı, size trafik de getirebilecek bağlantıdır.
Yalnızca bariz nedenlerden (yeni ziyaretçiler) değil, aynı zamanda SEO açısından da çok sağlıklıdırlar.
Google, bir kullanıcının bir bağlantıyı tıklama olasılığını tahmin eden Reasonable Surfer Model kullanır: “Bir bağlantının aktarabileceği PageRank miktarı, birinin bir bağlantıyı tıklama olasılığına bağlıdır.”
özellikle “…değerli bağlantıları blog yazılarının en üstüne koymanız” gerektiğini söylemiştir.
Matt Cutts, Google’ın eski Webspam başkanı
Bir backlink ne kadar belirgin bir şekilde yerleştirilirse, Google tarafından o kadar fazla ağırlık verilir.
Başka bir deyişle, bir makalenin üst kısmından alınan bir backlink (header alanından ya da içeriğin girişinden), alt kısmından alınan (footer ya da sayfa sonu vb.) bir backlinkten daha iyidir.
5. İlgili bağlantı metnine (anchor text) sahiptir
Bağlantı metni (ya da anchor text), link stratejisinde önemli bir rol oynar.
Yani, bağlantı verilen sayfayla alakalı bir bağlantı metnine sahip bir backlink, alakasız veya genel bir bağlantı metnine sahip olandan daha değerlidir.
Bağlantılar etraflarında bağlam taşıyabileceğinden, bu durum bağlantıyı çevreleyen metin (yani paragraf ya da içeriğin bütünü) için de geçerlidir.
Diğer web siteleri ile bağlantı kurmak için çabalamalı mısınız?
İdeal dünyada kaliteli geri bağlantılar kazanmak için ihtiyacınız olan tek şey harika içerik oluşturmak olacaktır (bunu size yukarıda “10x content” stratejisinde anlattım).
Biraz gerçeklere dönmemiz gerekirse;
- Sizin tarafınızdan çaba sarf edilmeden kaliteli geri bağlantılar almak (imkansız olmasa da) biraz zordur.
- Özellikle yeni web siteleri için, herhangi bir geri bağlantı olmadan sıralamaya girmek çok zordur (ama imkansız değildir).
Bu nedenle bağlantı kurma SEO’nun büyük bir parçasıdır. Ama aynı zamanda biraz tartışmalı bir konudur.
Google, sitenizin PageRank’ini manipüle etme girişimlerine pek sıcak bakmaz. Kalite Yönergelerinde şunu belirtiyorlar:
“PageRank’i veya bir sitenin Google arama sonuçlarındaki sıralamasını değiştirmeyi amaçlayan herhangi bir bağlantı, bir bağlantı şemasının parçası ve Google’ın Web Yöneticisi Yönergelerinin ihlali olarak değerlendirilebilir.”
Bu, geri bağlantılarınızın sayısını ve kalitesini hiçbir şekilde etkilemeye çalışamayacağınız anlamına mı geliyor?
Tabiki, hayır.
Ben böyle düşünmüyorum. Bağlantı kurmanın tüm biçimleri spam içerikli veya manipülatif değildir.
Kullanıcılara değer sağlarken geri bağlantı almanıza yardımcı olabilecek birçok teknik vardır. EDU sitelerde spam yorum yazmak veya R10’dan bir link paketi bağlantı satın almak kadar hızlı olmasalar da, sağlıklı yönleri de bulunur.
Bağlantı satın almalı mısınız?
Günümüzde backlink satın almak tamamen farklı bir alan olmuştur. Çoğu SEO uzmanı size buna değmediğini söyleyecektir. S. edin!
Link satın almanın iki ana dezavantajı bilin yeterli… bunlar:
- Risklidir – Backlink satın almak Google için büyük bir hayır sakın yapma dediği ve öğrenirlerse manuel ceza alacağınız, bu da web sitenizin telafi edilemeyeceği bir duruma gireceği süreçtir.
- Pahalıdır – Kaliteli bir geri bağlantı maliyetlidir. Yani Onedio’dan ya da HaberTürk’den bir link almak (ya da Tanıtım Yazısı yazdırmak) süper olurdu değil mi? Fakat, pahalı.
Tabii ki, bir satın aldığınızda hemen sıralamaya girmeyeceksiniz (hatta faydası oldu mu, bunu bile anlamanız zor olacak), dolayısıyla güzel sonuçları almak için çok fazla harcama yapmanız gerekecek… bunu göz önünde bulundurun.
Ancak link satışı bir sektördür ve oldukça canlıdır. Backlink satın almak yaygın bir uygulamadır.
Tabi ki nihai karar size kalmış. Bunun uzun vadede karşılığının ne olacağını anlamayacağınız (sadece varsayım yaptığınız) çok riskli bir strateji olduğunu unutmayın.
Bağlantı kalitesini her zaman uzun vadeli bir bakış açısıyla değerlendirin.
Yalnızca uzun vadede çalışma şansı en yüksek olan bağlantıları satın alın ya da oluşturun. Bunun arkasında (gerçek) iki neden vardır:
- İlk olarak, kaliteli sitelerden uzun vadeli bağlantılar edinmek siteniz için çok daha faydalıdır çünkü bu bağlantılar zaman içinde değer kazanmaya devam edebilir. (Diğer sitenin de otoritesi ve Page Rank’i artabilir.)
- İkincisi, bağlantılar Google’a güvenilir bir marka olduğunuzu kanıtlamanıza yardımcı olmalıdır ve vasat sitelerden gelen bağlantılar bu konuma ulaşmanıza izin vermez.
Bağlantı kalitesini değerlendirmeye gelince (ben), her zaman iyi bir alan adı skoru, organik trafik düzeyi ve yönlendiren alan adlarının sayısındaki olumlu artış gibi geniş kapsamlı metriklere bakarım.
Bir site gerçek bir markayı temsil eder… bunu unutmayın. Daha önce de bahsettiğim gibi;
Alan Adınız (Domain) = Siz (yani Markanız)
Backlink stratejileri
Bilinen çok sayıda backlink tekniği, tüyo ve ipucu var. Bu SEO rehberinde size çok iyi sonuç veren en yaygın 3 stratejiyi ele alacağım.
Gerçek ve kaynak gösterilebilecek içerik oluşturmak
En doğal bağlantı kurma tekniği, diğer web sitelerinin ilgisini çekecek benzersiz ve değerli bir içerik (linkable asset da bilinir) oluşturmaktır.
Değerli kaynak gösterilebilecek bir içerik (herhangi bir içerik türü olabilir) yaratmak önemlidir. Tabi link almak için oldukça fazla şekilde farklı içerik modelleri bulunur. Bunlar şu şekildedir:
- Rehberler (tam kılavuz içerikler)
- Derin ve büyük listeler
- Benzersiz verilerle araştırmalar yapılan içerikler
- Kaynak dizinleri (wiki vb.)
- Ücretsiz araçlar (tool) sunmak
Bir sonraki adımınız, size bağlantı vermek isteyebilecek web sitelerini bulmak ve onlarla iletişim kurmak olmalıdır (bir süre sonra bu konuya daha fazla değineceğim).
İpucu: Bazen doğrudan backlink istemenize bile gerek kalmaz. Alanınızdaki önemli insanlar ve uzmanlarla iletişime geçerek dürüst geri bildirimler isteyebilirsiniz.
İçeriğiniz gerçekten harika ve benzersizse (ve bu stratejinin işe yaraması için de öyle olması gerekir), içeriğinize bağlantı verebilir veya onu sosyal medyada kendileri paylaşabilirler.
Artı olarakta gelecekte faydalı olabilecek bazı değerli ilişkilere başlayacaksınız.
Link alabileceğiniz (o) değerli içerikleriniz link aldıktan sonra, “link juice” sayesinde (iç linkler aracılığıyla) diğer sayfalarınıza (örneğin “hizmet” sayfalarına) yönlendirebilirsiniz.
Misafir içerik (Guest posting)
Misafir içerik (veya misafir yazarlık) kesinlikle en popüler bağlantı kurma tekniğidir. Oldukça basit (kolay olmasa da) ve ölçeklenebilir bir şeydir.
Konuk yazarlık mantığı nasıl çalışır?
A Sitesinin yazarı, B Sitesi için misafir olarak içerik yazar. Makalesinde kendi web sitesinde hedef anahtar kelimesi için bir bağlantı içerir. B Sitesi ücretsiz bir içerik almış olur ve A Sitesi ücretsiz bir backlink sahibi olur. Bu “win – win” bir iştir.
Peki, nişinizle alakalı konuk gönderilerini kabul eden blogları nasıl bulacaksınız?
Sizinle alakalı olanları filtrelemenize yardımcı olacak belirli arama operatörlerini kullanmaya çalışabilirsiniz. Bu konu maalesef ki Türkiye’de yaygın değildir, çünkü markalar (veya kişiler) bencildirler.
Bunu sadece SEO sektöründe değil bir bir çok iş dalında da görebilirsiniz. Kimse sizin yukarıda olmanızı istemez ve bununla gurur duymaz. Millet olarak bu şekildeyiz ve ben bu konu özelinde oldukça üzülüyorum.
Ben size bu örneği (ne yazık ki) İngilizce içerikler üreten web siteleri için anlatacağım. Burada Google arama kutusuna (altta size verdiğim) sabit bit arama operatörünü yazmanız yeterlidir.
Operatör şu şekildedir: “nişiniz” + “write for us”. Bu sabit bir kalıptır ve istediğiniz nişte misafir olarak içerik yazabileceğiniz (varsa) sayfaları listeleyebilirsiniz.
Artık buldunuz şimdi, sitelerin misafir gönderi kurallarını okuyun ve gönderinizi kurallara uygun şekilde optimize ettikten sonra site sahibi ile iletişime geçin.
Gökdelen Tekniği
Gökdelen Tekniği (adı Backlinko’dan Brian Dean tarafından verilmiştir) şu şekilde çalışır:
- Belirli bir konudaki en iyi makaleyi bulun, daha da iyi bir şey yazın (10x içerik tekniğine bakın, bunu size anlattım).
- Daha sonra rakibinize bağlantı veren tüm web siteleriyle iletişime geçin ve onlardan size bağlantı vermelerini isteyin (Benim en çok kullandığım stratejidir).
Diğer yaygın bağlantı kurma teknikleri
- Kırık link üzerinden link oluşturma – Etkin olmayan bağlantılara sahip web sitelerini bulun ve bunların yerine (sizin yazdığınız) içeriğinizi önerin.
- Görüş belirtin – Bir ürün veya hizmet için bir referans (inceleme) içeriği yazın ve markanın size bağlantı vermesini isteyin.
- Özetler, uzman görüşleri – Uzman görüşleri gerektiren niş özetlerde veya makalelerde yer alın.
- Sosyal imleme (nofollow) – İçeriğinizi sosyal medyada paylaşın, Facebook/Twitter/Pinterest’te tanıtın, tartışmalara katılın, ilgili gönderilere yorum yapın ve içeriğinize bir kitle kazandırın.
- Forumlar ve Soru-Cevap siteleri (nofollow) – Quora, Reddit, Kızlar Soruyor, SDN Forum, Technopat veya R10 gibi sitelerde katma değeri olan, doğru yerden gelen bir bağlantı, zaman içinde çok fazla trafik çekebilir (ama lütfen anlamsız spamlardan kaçının).
Analizler ve ölçümler
Eksiksiz olacağına karar verdiğim SEO rehberimin son bölümünde, her web sitesi sahibinin bilmesi ve kullanması gereken temel veri analizi araçlarına ve ölçümlerine göz atalım istiyorum.
Çünkü SEO ölçeklenebilir bir iştir, verilerinizi görerek ilerleyebilir ve yaptığınız şeylerin getirisini (en büyüğü motivasyon) analiz edebilirsiniz.
Web sitesi analitiği, arama motoru optimizasyonunun önemli bir parçasıdır.
“Ölçülen iyileşir” sözü SEO’da %100 doğrudur. Web sitenizin performansını izlemek ve analiz etmek için doğru araçları kullanmak, aşağıdakiler gibi önemli SEO sorularını yanıtlamanıza yardımcı olacaktır:
- Google’da hangi anahtar kelimelerde sıralanıyorusunuz?
- Sayfalarınızın arama sonuçlarındaki tıklama oranı nedir?
- Ziyaretçileriniz hangi ülkeden geliyor?
- Size en fazla trafiği hangi kanallar getiriyor?
- Ziyaretçilerinizin sayfalarınızla nasıl etkileşim kuruyor?
- En çok ziyaret edilen sayfalar hangileri?
- Sitenize hangi web sitelerinden linkler geliyor?
Temelleri anlamanıza yardımcı olmak için her web sitesi sahibinin sahip olması gereken 3 önemli analiz aracını ele alacağım: Google Search Console (GSC), Google Analytics 4 ve Sıra Takibi Aracı.
Google Search Console (GSC)
Google Search Console, web yöneticilerinin sitelerinin Google Arama’da nasıl performans gösterdiğini görmelerine ve web sitelerinin görünürlüğünü optimize etmelerine yardımcı olan, Google tarafından sunulan ücretsiz bir araçtır.
Google Search Console, muhakkak kullanılması gereken önemli bir araçtır. Her web sitesi sahibi bunu kullanmalıdır.
Not: Google Search Console’u kurmak için öncelikle web sitesinin size ait olduğunu doğrulamanız gerekir. Bunu WordPress’de Site Kit eklentisi ile yapabilirsiniz.
Search Console, web sitenizin performansına ilişkin temel bir genel bakıştan ele almanız gereken kritik sorunların raporlarına kadar çeşitli kontrol panellerinden oluşur.
- Performans – sitenizin Google Arama sonuçlarında nasıl performans gösterdiğine ilişkin bilgiler verir.
- URL incelemesi – sayfalarınızdan herhangi birinin Google’ın dizine eklenmiş sürümü hakkında size bilgi verir.
- Sayfa sayısı – Google’da hangi sayfaların dizine eklendiğini gösterir ve dizine eklemeyle ilgili sorunları size bildirir.
- Site Haritaları – yeni bir site haritası eklemenizi ve önceki gönderimlerinizi veya sorunlarınızı görmenizi sağlar.
- URL Kaldırma – herhangi bir sayfayı arama sonuçlarından geçici olarak engellemek için bir araç görevi görür.
- Sayfa deneyimi – geliştirmeleriniz (AMP, site bağlantıları vb.) ile kullanıcı deneyimi ve kullanılabilirlik sorunları hakkında bilgi sağlar.
- Manuel işlemler – Google’dan herhangi bir manuel ceza alıp almadığınızı gösterir.
- Güvenlik sorunları – sitenizde tespit edilen güvenlik sorunlarını bildirir.
- Bağlantılar – bağlantılarınıza (hem harici hem de dahili) temel bir genel bakış sağlar.
En çok zaman harcayacağınız ve bu bölümde daha yakından inceleyeceğimiz rapor Performans raporudur.
Performans raporunun nasıl çalıştığına dair hızlı bir genel bakış için Google Arama Merkezi’nin bu kısa eğitim videosunu (YT’den türkçe alt yazı ile) izleyebilirsiniz:
Performans raporu, en çok yapılan sorgular veya en çok ziyaret edilen sayfalar gibi temel (ama çok yararlı) verilerin yanı sıra, sitenizin arama performansına ilişkin daha derin analizler sağlayan bir altın madenidir.
Google Analytics 4
Google Analytics 4, web sitesi trafiğini ve kullanıcı davranışını izleyen ve raporlayan ücretsiz bir web sitesi analiz aracıdır. Tonlarca yararlı veri sunan güçlü bir araçtır. Fakat biraz karmaşık gelebilir.
Sorun, yeni başlayanların çoğunun GA hesaplarını açarken kendilerini kaybolmuş ve bunalmış hissetmesidir.
Bu tamamen normal bir şey… çok fazla rapor, çok fazla ölçüm, çok fazla farklı grafik ve karmaşık bir menüsü var.
SERP (sıralama) takibi
Sıralama takibi, web sitenizin en önemli anahtar kelimeleriniz için arama motorlarında nasıl performans gösterdiğini izleme işlemidir.
GSC ve Google Analytics’in aksine SERP takip (izleyicileri) genellikle çok daha basit ama çok etkili araçlardır.
Ben bunun için SEMrush aracını kullanıyorum fakat kendisi pahalı bir araç. Alternatif olarak türk bir girişim olan gayet sade, anlaşılır ve iyi çalışan bir araç olan “SERP Takip” sıralama takibi aracını sizlere önerebilirim.
Sıralama izleyici kullanmanın başlıca avantajları ise şu şekildedir;
- En önemli anahtar kelimelerinizin günlük olarak güncellenen konumunu görebilirsiniz.
- Otomatik raporlar ve uyarılar aracılığıyla herhangi bir önemli sıralama düşüşünü veya yükselişini hızlı bir şekilde tespit edebilirsiniz.
- İlerlemenizi belirli bir konumdan takip edebilirsiniz (örneğin ülke veya şehir).
- Ayrıca değişikliklerin gerçek etkisini görmek için ilgili ölçümleri de görürsünüz (örneğin, anahtar kelimelerin arama hacimleri).
- Sonuçlarınızı karşılaştırmak için rakiplerinizi takip edebilirsiniz.
İpucu: Verilere gerçekçi bir şekilde bakın. Hedef anahtar kelimeniz 90. sıradan 45. sıraya gelmesi harika olsa da, organik trafik getirenin (genellikle yalnızca) Google’ın 1. sayfasıdır.
Evet dostlar BİTTİ.
Size 7 bölümde SEO’nun ne olduğunu tüm temelleri ile (bildiğim kadarıyla) anlatmaya çalıştım. Bu konuyu iyi bildiğimi (ya da uzmanı olduğumu) söylesem de, SEO sürekli gelişen ve değişen bir süreçtir. Bende halla sizler gibi (en baştan olmasa da) sürekli olarak öğreniyorum ve öğrenmeye devam edeceğim.
Evet, bu bloğumu yeni açtım. Çünkü benim mottom “zaman her şeydir” olmuştur. X’de (eski adı ile Twitter) insanların bana sıkça ulaşıp bu konuyu merak ettiklerini gördüğüm için bir rehber oluşturmak ve (bilen biri gibi tweet atarken) arkamda da bir iz bırakmak istedim.
Eğer bu kısma kadar detaylıca okuyup içeriğe ilgi gösterdiyseniz, size teşekkür ederim.
Dilerseniz yorumlara web sitenizi bırakabilir, sorunlarınızı sorabilir ya da bilgi almak için bana yorum yazabilirsiniz.
Bu içerikte kaynak olarak kullandığım bazı markalara ve isimlere de teşekkür etmek istiyorum.
SEMrush, Ahrefs, Ayhan Karaman’ın 5. Kitabı, Mangools, Matt Cutts, Similarweb, Google User Content, Zyppy, Search Engine Land, Kevin Indig, John Mueller, The Marketing Agency Blueprint Kitabı, Overthink Group, Animalz, SEObility, Product-Led SEO, AIOSEO, Developers Google, Experte, W3.org, SEO Power Suite, SEO by The Sea, Backlinko, MOZ… ve daha öncesinde edindiğim bilgileri aktardığım fakat marka isimlerini unuttuğum herkes.
Merhaba bu tür kişisel blogları ve sohbet ediyormuş tarzda bilgi içerikli yazıları okumayı seviyoruz. Yazarının kim olduğunu bilmediğim vikipedi yazısı gibi olan seo yazılarının çoğunu okumadım aksine yazarlarını tanıdığım kaliteli sohbetli yazıları okurum, tebrikler
Güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim. Ben birinci ağızdan sohbet edermiş gibi (samimi bir dil ile) içerik yazmaktan çok mutluluk duyuyorum. Fikirlerime önem vermeniz ve okumanız beni çok mutlu etti.
İnanılmaz faydalı bir içerik olmuş, elinize sağlık
Harika bir yazı olmuş. Blogunuzu sürekli kontrol ediyordum. Özellikle SEO’yu bu kadar kapsamlı anlatan bir yazı ingilizce kaynak olarak bile çok zor bulunuyor. Teşekkürler ve bol şans.
Elinize sağlık, çok keyifli bir içerik olmuş. X’de sizi görüp geldim.