İnternet dünyasında içerik üretmek, adeta uçsuz bucaksız bir okyanustan altın balık avlamaya benzer. Milyonlarca web sayfası arasından sıyrılıp, arama motorlarının ilk sayfasına yerleşmek her içerik üreticisinin hayali olmuştur. Ancak Google’ın gizemli algoritması, bu yolculukta pusulayı elinde tutan kaptan gibidir.
Son yıllarda bu algoritmanın en çok konuşulan parçalarından biri de EEAT – yani Experience (Deneyim), Expertise (Uzmanlık), Authoritativeness (Yetkinlik) ve Trustworthiness (Güvenilirlik) kriterleridir. Bu dört büyülü harf, sadece bir kısaltma değil, dijital içerik dünyasının yeni anayasası niteliğindedir.
Peki, bu gizemli E-E-A-T kavramı nedir ve neden içerik üreticileri için bir gecede popüler hale gelmiştir? Gelin, Google’ın kalite değerlendirme sürecinin bu kritik bileşenini derinlemesine inceleyelim.
EEAT’nin ne olduğuna ve tüm merak ettiğiniz cevaplara geçmeden önce… bu 4 kelimenin nereden ve neden geldiğine kısaca bir göz atalım.
EEAT, Google’ın Arama Kalitesi Değerlendiricisi Yönergeleri‘nden gelir; bu, Google’ın arama sonuçlarının kalitesini değerlendirmek için manuel değerlendiriciler (evet, gerçek insanlar) tarafından kullanılan 176 sayfalık bir belgedir.
Google, bu belgeyi ilk olarak 2013 yılında içerik oluşturucuların Google’ın bir web sayfasında ne aradığını anlamalarına yardımcı olmak için çevrimiçi olarak yayınlamıştır.
Aralık 2022 güncellemesine kadar EAT olarak bilinen bu yapı sonradında EEAT oldu… eksik olan “deneyim” başlığı eklendi ve yapı artık Google’da insanların deneyimlerine yani gerçek kullanıcı yaşanmalıklarına odaklanarak tamamlandı.
Esasen bu ekleme Google’ın gerçekten ne hakkında konuştuklarını bilen ve sunacak değerli bir şeyleri olan yazarlar tarafından yazılan içeriğin değerini yeniden vurgulama çabasıydı.
EEAT’i yaratmak kolay değildir, ancak bunu iyi bir şekilde yapmak için zaman ve emek harcamak hem kısa hem de uzun vadede buna değecektir.
E-E-A-T Nedir?
EEAT, Deneyim, Uzmanlık, Yetkinlik ve Güvenilirlik anlamına gelir. Google’ın Arama Kalitesi Derecelendiricisi Yönergeleri’nden gelen bir terimdir – Google’ın insan Kalite Derecelendiricilerinin Google’ın arama sonuçlarının kalitesini değerlendirmek için kullandığı 176 sayfalık bir belgede geçmektedir.
Gerçek kullancılar tarafından yapılan bu değerlendirmeler daha sonra Google’a bildirilir ve Google’ın algoritmasını iyileştirmek için kullanılırlar. Böylece en kaliteli ve en yetkili içerik Google’ın arama sıralamasında en üste çıkar.
Dilerseniz şimdi bu dört ana başlığın açılımına beraberce göz atalım.
📚 Kısa Bilgi: EAT ilk olarak Google’ın arama algoritmasında önemli bir faktör olarak tanıtıldı. Ancak, Aralık 2022’de yapılan bir güncelleme ile EAT, “Experience” (Deneyim) faktörünün eklenmesiyle genişletilerek EEAT halini aldı. Bu güncelleme, içeriğin kalitesini değerlendirmek için yeni bir boyut ekleyerek, kullanıcıların daha güvenilir bilgiye erişmesini hedeflemiştir.
E-E-A-T’nin Açılımı Nedir?
Deneyim, uzmanlık, yetkinlik ve güvenilirlik kelimelerini duyduğunuzda bunların neredeyse eş anlamlı olduğunu düşünebilirsiniz.
Birbirleriyle ilişkili olmalarına ve birbirlerini etkilemelerine rağmen, bu terimlerin her biri, belirli ve ölçülebilir EEAT hedefleri belirlemenize yardımcı olmak için anlaşılması gereken önemli nüanslar taşır.
Deneyim
Mükemmel bir dünyada, hiç kimse birinci elden deneyim sahibi olmadığı bir konu hakkında hiçbir şey yayınlamazdı. Sonuçta, kullanıcılar neden bir acemiye güvensin ki?
Ne yazık ki, internetteki çoğu içerik basit acemiler tarafından çok bilmişçe yazılmaktadır.
Fakat bu yapı ile (EEAT) Google’ın kalite değerlendiricileri, konuyla ilgili deneyimi kanıtlanmış yazarlar tarafından oluşturulan içerikleri açıkça ödüllendirmeye başladı.
Bir konu hakkında konuşabilecek (bir şeyler yazabilecek) kadar deneyimli olduğunuzu Google’a kanıtlamanın birkaç yolu vardır, örnek vermek gerekirse bunlar:
- Hikayenizi bir yazar biyografisi aracılığıyla anlatın. Sitenizde bir yazar profiliniz, bunu destekleyen bir yapısal veri ve sizi anlatan kaliteli bir hakkımda (bio ya da wiki) sayfanız olsun.
- Sıralamada olan hali hazırdaki içeriklerden daha kapsamlı bir içerik kurgusu yaratın. Düşüncelerinizi içeriğinde geçirmekten çekinmeyin. İnsanlar her zaman biri ile sohbet edercesine yazılan içeriklere ilgi duyarlar.
- Okuyucuya ek değer sağlamak için özel fotoğraf veya video içeriğinin kullanın. Bu sizin için süreci hızlandıracak en önemi adım olabilir… eğer yüzünüzü insanların tanımasını sağlarsanız, aynı zamanda Google’ın da tanımasını sağlamış olursunuz.
- PR yapın. Kişisel tanıtımınızı yapmak size bilirlik sağlayacağı için oldukça önemlidir. Sosyal medya kanallarını etkili kullanabilir, tanıtım yazıları yazdırabilir ya da konuk gönderileri oluşturabilirsiniz.
İçerik devlerinin (THY, En Uygun, Haber Türk, Sözcü, Onedio vb.) hakim olduğu son derece rekabetçi bir alanda faaliyet gösteriyorsanız, rekabet etmenin tek yolu belki de bu rakiplerin taklit edemeyeceği yeni ve değerli bir şey üretmek olacaktır.
Örneğin, “en iyi motivasyon kitapları” sorgusunu ele alalım. En yüksek sıralamaya sahip iki içerik, bu kategorideki en iyi kitapları bizzat (kişisel olarak) listelediğine dair sayfanın üst kısmında bir giriş paragrafı içerir.
Sizce Onedio bir kitapçı ve bu alanda öneri yapabilecek bir web sitesi mi? Tabi ki hayır. Fakat içeriği yazan yazarın kişisel deneyimleri, yazar profili ve özel olarak bunu oluşturduğunu belirtmesinin büyük bir önemi var. İşte bu deneyimdir.
Bir satın alma işlemi yapmaya hazırlanırken, insanlar başkalarının ürünü kullanma deneyimlerini – olumlu ve olumsuz – okumak ya da bir ürün alacaksa ona yol gösterici listelere hızlıca bir bakmak ister.
Buradan çıkarılması gereken not şu olmalıdır;
İçerik yazarken giriş paragrafları oldukça önemlidir. Burada arama niyetine uygun olacak şekilde kullanıcı ile iletişim kurmalı ve içeriğin tamamına göz atması için ona hem kişisel hem de önemli kaynaklardan alıntılar ile bilgiler sunmalısınız.
Önemli olan kısa veya uzun olması değil, içeriğinizi destekleyici ve ziyaretçiyi etkilemesidir.
Ayrıca EEAT uzmanı olan Lily Ray X’de bu konuyu harika bir örnek ile (aşağıdaki görsel) anlatmıştır;
Görselde şöyle diyor; “Birçok kişi Deneyimin Uzmanlıktan ne kadar farklı olduğunu merak ediyor. Kısa cevap: Biri günlük deneyim (yani kanserden kurtulmuş olmak), diğeri gerçek uzmanlık (onkolog olmak) bağlamında her ikisi de YMYL sayfaları için geçerli olabilir.”
Oldukça açıklayıcı ve YMYL’yi anlamamız için harika bir örnek yazmış…
Uzmanlık
Belirli bir sektörde bir web siteniz varsa (örn. Sağlık vb.), muhtemelen kendinizi o sektörde bir uzman olarak görürsünüz, değil mi? Bu sizin için makul bir varsayım olsa bile, Google için değildir — bunu kanıtlamanız gerekir.
Uzmanlık, tek başına deneyimden bir adım öteye geçer; belirli bir alanda yüksek düzeyde bilgi veya beceriye sahip olmak anlamına gelir.
Google’ın sizi alanınızda özellikle bilgili veya yetenekli olarak görmesi gerektiğini gösteren hangi güven sinyalleriniz var?
En büyük güven sinyali, sitenizde kimlik bilgilerinizi paylaşmak, yıllarca belirli bir alanda düzenli olarak yazmak veya diğer uzmanlarla ortaklık kurmak gibi olabilir.
🔥 Önemli: İçeriğinizin ayrıntılı yazar özgeçmişlerini içermesini sağlamak E-E-A-T puanınızı önemli ölçüde etkileyebilir. Yazarlar hakkında kimlik bilgileri, sosyal profilleri, iş geçmişi ve kişisel bilgilerini sağlamak, onları uzman olarak konumlandırır ve içeriğe güvenilirlik katar.
Ayrıca uzmanlığın, sektörünüze ve ele aldığınız konuya göre farklı görüneceğini de unutmamak önemlidir.
Google, konu türlerini daha sonra daha ayrıntılı olarak inceleyeceğimiz iki kategoriye ayırır: YMYL konuları ve YMYL dışı konular. YMYL, “Sizin Paranız Sizin Hayatınız” anlamına gelir ve esasen insanların sağlığını ve refahını etkileyebilecek herhangi bir konuyu kapsar.
YMYL Konuları için Uzmanlık
Google, YMYL konularının çoğu için daha resmi ve somut kimlik bilgilerine sahip içerik oluşturucuları görmek ister; eğitim kurumları, hastaneler, sertifikalar ve diğer resmi uzmanlık biçimlerini bir düşünün…
Örneğin sağlık gibi bilgi ve deneyim isteyen bir alanda web siteniz var ise, Google’ın bu konu hakkında yazı yazabilmeniz için sizi nitelikli kılacak bir eğitim veya öğretimi web sitenizde görmesi önemlidir.
İşte YMYL konusunu ele alan ancak uzmanlığını ortaya koyamayan bir sayfadan bir kesit:
Bu yukarıdaki görsel “havucun faydaları” arama sorgusu sayesinde Google’da ilk 10 sonuçta bulunan oldukça kısa ve kaynaksız bir içerikten (hastane sitesi) alıntıdır. Bu kadar kaynak isteyen bilgileri barındıran bir içerikte kaynak siz olursanız yani güven verici bir yapınız var ise YMYL’niz aslında tamamlanmış olur.
Örnek vermek gerekirse bu örnekteki içerik yapay zeka bile olsa Google size değil markayı bildiği için E(E)AT’de ki Uzmanlık adımından kaynaklı markayı ön planda tutacaktır.
Oldukça can sıkıcı bir durum… ama Google size (yani markanıza) güvenmek isteyeceği bir çok patente sahiptir. Sizden de bu karşılanması gereken yapıları istemektedir.
Google, sağlık ile ilgili neredeyse her sorguyu bir YMYL konusu olarak değerlendirir.
YMYL Dışı Konular İçin Uzmanlık
YMYL dışındaki konular için Google, uzmanlığı farklı şekilde tanımlar; genellikle resmi yeterliliklere kıyasla yaşam deneyimi şeklinde tanımlıyor.
Google’ın Kalite Derecelendirici Yönergeleri özellikle şunu belirtir: “İçeriği oluşturan kişinin, kendisini konu hakkında bir ‘uzman’ yapacak türde ve miktarda yaşam deneyimine sahip olduğu düşünülüyorsa, bu ‘bireysel uzmanlığı’ değerlendireceğiz ve alanda ‘resmi’ bir eğitim veya öğretime sahip olmadığı için kişiyi/web sayfasını/web sitesini cezalandırmayacağız.”
Örneğin, maceralarınızı ve düşüncelerinizi düzenli olarak yayınlayan bir yaşam tarzı seyahat blog yazarı olduğunuzu varsayalım. Bu durumda, uzman olduğunuzu belirten resmi bir eğitiminiz veya sertifikanız olmasa bile Google muhtemelen sizi bir seyahat uzmanı olarak görecektir. Yıllar içinde çok fazla beceri ve bilgi edinmiş deneyimli bir gezginsiniz ve bu yeterince iyidir.
Site üzerinden örnek vermek gerekirse, “Tayland gezilecek yerler” sorgusu Google’da aratıldığında, bir Türk gezginin blogu SERP’te birinci sayfada yer alıyor.
Aşağıda “Hakkında” sayfasında kendisi hakkında ne yazmış bir bakalım…
YMYL dışı konular için “Deneyim” ve “Uzmanlık” arasında açıkça bir örtüşme vardır. Yukarıdaki örneği “Deneyim”in bir adım ötesine taşıyan şey, blog sahibinin yalnızca on yıldan uzun süredir Tayland’da yaşaması değil, aynı zamanda diğer birçok gezginin sahip olmadığı bilgileri toplayıp bu bilgileri kitlesiyle paylaşmasıdır.
Tayland ile resmi anlamda bir çalışmaları veya benzer bir alanda bir derecesi var mı? Belki de yok. Ancak seyahat gibi YMYL dışı bir konu için bu önemli değildir.
Kişisel deneyim her zaman en iyi iletişim dilidir. İnsanlar her zaman diğer insanların yaşanmışlıkları üzerinden bilgi edinmek isterler…
Yetkinlik
Yetkinlik, (EEAT’de) uzmanlığın bir adım ötesine geçer. Belirli bir alanda bir otorite olarak güvenilmek için, bir uzmandan daha fazlası olmalısınız — bir düşünce lideri olmalısınız.
Bir düşünün… web sitenizde paylaştığınız görüşler, alanınıza ilişkin anlayışınızı ifade ediyor ve alanınızın gelişimine ve evrimine aktif olarak katkıda bulunuyor mu?
Kendinizden sektörünüzün Google’ı olmayı beklememelisiniz; ancak sektör liderlerinden otorite olmanın nasıl bir şey olduğu konusunda öğrenebileceğiniz çok şey vardır.
Bir web sitesinin yetkinliğin değerlendirilmesinde aşağıdaki unsurlar önemlidir:
- Yazarın Kimliği ve İtibarı: İçeriği yazan kişinin veya sitenin sektörde bilinen ve saygı gören biri olup olmadığı önemlidir.
- Kaynakların Güvenilirliği: Kullanılan bilgilerin doğruluğu ve güvenilir kaynaklardan alınması (yani kaynak belirtilmesi) önemlidir.
- Bağlantılar ve Referanslar: Sitenin veya yazarın başka güvenilir siteler tarafından referans gösterilip gösterilmediği (kaynak güvenliği adımı ile benzerdir) önemlidir.
Şimdi bu konuyu pekiştirmek için örnek bir durum üzerinden size bunu daha detaylıca anlatmak isterim. Sağlık bilgileri veren bir web sitesi düşünün… örnek verecek olursam adı sıkça duyulan Liv Hospital üzerinden gidebiliriz.
İçerikler, tıp eğitimi almış doktorlar veya sağlık uzmanları tarafından yazılmalı… Liv’de örn. Jinekomasti ameliyatı konusuna örnek olarak baktığımızda bu konu ile oldukça alakalı bir doktorun yazar olarak var olduğunu görüyoruz.
Bu tür siteler, kullanıcılarına sunduğu bilgilerin doğruluğunu ve güvenilirliğini garanti ederek yüksek yetkinlik seviyesine ulaşırlar. Bu site yetkinlik açısından halla eksik olsada uzmanlık olarak bu alanda olduğu için önemli dış kaynaklara ihtiyaç duymadan Google’da ilk sayfada sıralama alabiliyor.
Unutmayalım! Yetkinlik, (EEAT’de) uzmanlığın bir adım ötesidir.
Güvenilirlik
Güvenilirlik tutarlılıkla ilgilidir. Müşterilerinizi ve site ziyaretçilerinize güven veriyor musunuz yoksa güvenilirliğiniz çatlaklardan kayıp gitti mi?
Örneğin Ekşi’de bir kişinin güven vermeyen insanı tanımlama şekline bakar mısınız?
Ne yazık ki, markalar için ikinci şanslar nadirdir. Yanlış bilgi vermek veya markanızın misyonunu tutarsız bir şekilde yaşatmak, itibarınızın zedelenmesine ve müşterilerinizin ve Google’ın gözünde güvenin azalmasına neden olabilir.
EEAT’de güvenilirliği geliştirmenin en iyi yolu, en başından itibaren şeffaf olmaktır.
Güvenilirliğe örnekler verecek olursam;
- Yeterli iletişim bilgisi. Bunu iletişim sayfanızda muhakkak bir numara, adres bilgisi ve sizi gerçekten anlatan bir hakkımızda yazısı olarak düşünebilirsiniz.
- İçeriğin kesinliği ve doğruluğu. Derin, kapsamlı ve doğru içerik… her zaman güven verici olmuştur. Yapmanız gereken şey bir uzman olarak kesinlik içeren doğru ve alakalı içerikler yazmak olmalı.
- Güvenilir kaynakların gösterilmesi. İçerik yazarken örn. konu ile alakalı bir haberi, devlet dairlerini ya da benzeri alanları kaynak olarak göstermek içeriğinizin doğrulunu pekiştirebilir.
- İçerik yazarları hakkında bilgi. Yazar (yani siz) konu ile ne kadar alakalı biri? Bu soruyu kendinize sorun ve güven oluşturacak kadar bilginiz gerçekten var mı bunu kendinizce cevaplayın. Cevap, EVET ise… içerik yazmaktan (trafik almıyor olsanız dahi) çekinmeyin.
🔥 NOT: Gizlilik sözleşmesi, hizmet şartları, KVKK ve içerik kullanımı ile ilgili şeffaf politikalar bir sitenin güvenilirliğine katkıda bulunur. Açık politikalara sahip web siteleri genellikle hem kullanıcılar hem de arama motorları tarafından daha güvenilir kabul edilir.
Google EEAT’nizi Nasıl Belirler?
EEAT, site kalitesini hem Google’a hem de kullanıcılara iletir. Bu da EEAT’ye yatırım yapan sitelerin trafik çekme, bağlantı toplama (dış link alma) ve sonuç olarak SERP’de organik olarak sıralanma olasılığını arttırır.
EEAT’yi belirlemek için Google, her algoritma güncellemesinden sonra (çok sayıda güncelleme olmaktadır, aslında günde onlarca tane… fakat en önemlileri Core güncellemelerdir) sıralamadaki siteleri değerlendirmekle görevli bir Arama Kalitesi Değerlendiricileri ekibi görevlendirmektedir.
Bu Arama Kalitesi Derecelendiricileri sitenizin EEAT’sinin yargıçlarıdır. Nerede durduğunuza karar vermek için Google’ın kapsamlı Arama Kalitesi Değerlendiricisi Yönergelerine başvururlar.
Bu yönergeler Google’ın EEAT ile ne demek istediğini açıklamaktadır:
- Ana İçeriğin yaratıcısının uzmanlığı (yani yazarın içerikler ile ilişkisi),
- Ana İçeriğin yaratıcısının, Ana İçeriğin kendisinin ve web sitesinin yetkisi (kısaca DR)…
- Ana İçeriğin yaratıcısının, Ana İçeriğin kendisinin ve web sitesinin güvenilirliği.
Gördüğünüz gibi Google yalnızca sitenizi ve içeriğini değil, aynı zamanda bu içeriğin yazarlarını da kapsamlı bir şekilde inceliyor.
Elbette, EEAT’nin ayrıntıları zaman zaman hala kafa karıştırıcı gelebilir. EEAT odaklı SEO uzmanı olan Lily Ray, Google’ı bir EEAT stratejisiyle etkilemenin ne anlama gelmesi gerektiğini şu şekilde anlatmıştır.
Lily Ray, E-E-A-T hakkında birçok önemli noktaya değinmiştir. Bu kavram, özellikle Google’ın algoritmalarında ve içerik stratejilerinde büyük bir öneme sahiptir. Yazdığı (bu) içerikten sizlere önemli noktaları not olarak çıkardım.
İşte Lily Ray’in E-E-A-T üzerine söyledikleri:
Lily Ray, E-E-A-T’in özellikle e-ticaret alanında önemli bir rol oynadığını ve Google’ın algoritmalarında bu sinyallerin sitelerin sıralamalarını nasıl etkilediğini vurgulamaktadır.
Lily Ray, Amvise’da SEO Director
Ray, Google’ın E-E-A-T ve kullanıcı deneyimini ön plana çıkardığını ve bu trendin sıralamalara olan etkisini dile getirmiştir.
İçerik stratejileri geliştirirken E-E-A-T kavramının göz önünde bulundurulması gerektiğini belirten Ray, bu kavramın geniş anlamda anlaşılmasının kolay, ancak detaylı bir şekilde uygulanmasının zor olduğunu ifade etmektedir.
Sağlıkla ilgili yazılarda E-E-A-T kriterlerinin daha sıkı uygulandığını belirtmiştir. Ayrıca, Bing’in E-E-A-T versiyonuna da değinerek, Bing’in site veya yazarın itibarına, söylem seviyesine ve şeffaflığa odaklandığını ve bu kriterlerin sitelerin sıralamalarını nasıl etkilediğini açıklamıştır.
Ray, “Your Money or Your Life (YMYL)” içeriği için E-E-A-T’in önemine vurgu yaparak, bu konularda yüksek kalite standardı gerektiğini ve uzmanların Google’a uzman olduklarını nasıl gösterebileceklerine dair ipuçları vermiştir.
Bu konu aslında bizi şu soruya getiriyor;
Google EEAT’yi Neden Önemsiyor?
Borsa yatırımı yapmayı ve internette finansal tavsiyeler aradığınızı düşünün.
SERP’in ilk sayfasındaki makaleleri tararken, gördüğünüz tek şey finans derecesi olmayan kişiler tarafından yönetilen küçük bloglar var ve bir sayfa açtığınızda, paranızla ne yapmanız gerektiğiyle ilgili kişisel görüşleri görüyorsunuz… bu web sitelerine güvenmezsiniz değil mi?
Çünkü, bu kabul edilemez.
EEAT, Google’ın bunun olmasını önlemek (yani sizin zarar göremenizi engellemek) için kullandığı araçlardan biridir. Google’ın, okuyuculara doğru ve değerli bilgiler sağlayan sayfaları ön plana çıkarmak gibi bir sosyal sorumluluğu vardır.
Google’ın 2019 tarihli “Google Dezenformasyonla Nasıl Mücadele Ediyor” başlıklı teknik raporunda, “Platformlarımızda yanlış bilgi yaymayı amaçlayanların çabalarını engellemek için kullanıcılarımıza ve faaliyet gösterdiğimiz toplumlara karşı önemli bir sorumluluğumuz var.” ifadesi yer alıyor.
İnsanlar genellikle internette bir şeyler okuduklarına hayatlarını değiştirecek kararlar alırlar, bu nedenle EEAT kriterlerini karşılamayan içeriklerin ortaya çıkarılması insanlar ve toplulukları için bir risk oluşturabilir. Bu, Google’ın kendisinin ve potansiyel olarak hizmet verdiği toplulukların güvenilirliğine zarar verebilir.
Bu durum özellikle önemli kararları etkileyen konular için geçerlidir ve bizi YMYL’ye geri getiriyor.
YMYL Konusuna Geri Dönmek ve Odaklanmak
YMYL, Google’ın kullanıcıların finansal refahını, fiziksel ve ruhsal sağlığını, güvenliğini ve mutluluğunu doğrudan etkileyebilecek içerikler için kullandığı bir sınıflandırmadır.
Peki EEAT burada nasıl devreye giriyor?
Google, “YMYL sayfaları için çok yüksek Sayfa Kalitesi derecelendirme standartlarımız var çünkü düşük kaliteli YMYL sayfaları bir kişinin mutluluğunu, sağlığını, finansal istikrarını veya güvenliğini olumsuz etkileyebilir.” diyor.
Esasen Google, YMYL sayfalarını EEAT konusunda en üst düzeyde incelemeye tabi tutar, çünkü bu içerik kullanıcılarının hayatlarını doğrudan etkileyebilir.
Bu alanda yanıltıcı veya kötü içeriklerin sıralanması kullanıcı sağlığını ve güvenliğini olumsuz etkileyebilir.
Muhtemelen Google’ın bu kategoriye gruplandırdığı bazı endüstrileri ve kategorileri vardır. İşte Google’a göre en sık YMYL olarak sınıflandırılan web sitesi kategorilerinin listesi:
- Finans. Finansal tavsiye sunan siteler (fintech şirketleri gibi) kullanıcıların parasal davranışlarını bilgilendirmek için gerekli uzmanlığa ve güvenilirliğe sahip olmalıdır.
- Alışveriş. Aynı şekilde e-ticaret siteleri ve alışveriş araştırmaları hakkında bilgi veren sitelerin de geçerliliğini kanıtlaması gerekmektedir.
- Haberler ve kamuoyu bilgilendirmeleri. Siyaset, güncel olaylar vb. hakkında yanlış bilgilendirme, insanların yaşam kalitesine hem doğrudan hem de dolaylı olarak zarar verebilir.
- Tıbbi ve güvenlik. Fiziksel ve ruhsal sağlık konusunda rehberlik sunan siteler belki de insanların sağlığı ve güvenliği üzerinde en doğrudan etkiye sahip olanlardır.
- Hükümet ve hukuk. Bir sayfa okuyucularına hukuk, yerel siyaset, oylama ve benzeri konularda bilgi veriyorsa, güncel ve doğru bilgiler sağlamalıdır.
- Dernekler. Etnik köken, ırk, milliyet, din, yaş, engellilik, cinsiyet ve cinsel kimlik, cinsel yönelim veya gazilik durumu gibi niteliklere dayalı olarak kişiler hakkında iddialarda bulunan sayfalar, kullanıcıları korumak için yakından izlenir.
Google ayrıca “insanların yaşamlarının büyük kararları veya önemli yönleriyle ilgili olan… örneğin fitness ve beslenme, konut bilgileri, üniversite seçimi, iş bulma vb.” siteleri ve sayfaları da YMYL olarak değerlendiriyor.
Google’dan John Mueller, bir röportajda YMYL konuları için EEAT’ye öncelik vermenin önemini doğruladı ve şöyle dedi:
John Mueller, özellikle sağlık ve finans gibi “Your Money or Your Life” (YMYL) konularında, yazar bilgileri sağlamanın ve uzmanlık göstermenin önemli olduğunu belirtti. Ancak, sadece yazar biyografisinin E-E-A-T’yi artırmak için yeterli olmayacağını, bu kavramların daha geniş bir kapsamda değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
John Mueller, Google (Kaynak)
Peki, EEAT Neden Sıralamada Faktörü Değildir?
Google’ın bir sitenin EEAT değerini belirlemeye harcadığı zaman ve dikkat göz önüne alındığında, bunun Google’ın kötü şöhretli sıralama faktörlerinden biri olduğunu düşünebilirsiniz.
Ayrıca bunu stratejik olarak ben değil John Mueller söylüyor;
John Mueller, E-E-A-T’nin Google’ın sıralama algoritmalarında doğrudan bir skor olarak kullanılmadığını, ancak dolaylı yoldan önemli olduğunu belirtmiştir. E-A-T’nin (E-E-A-T’nin öncülü) doğrudan bir puanı olmadığını, ancak Google’ın sıralama algoritmalarının kalitesini artırmak için dolaylı yollarla bu kavramları dikkate aldığını ifade etmiştir.
John Mueller, Google (Kaynak)
Teknik olarak neden öyle olmadığının sebebini de şimdi sizlere açıklamak isterim.
Tek bir ölçüm EEAT’yi ölçemez; yazarların kalitesi, sitenin kendisi, marka imajı vb. gibi çeşitli faktörlere kapsamlı bir bakış gerektirir. Bu nedenle doğrudan bir sıralama faktörü olarak kabul edilemez.
Ancak dolaylı olarak, neredeyse bir sıralama faktörleri ile aynı şekilde çalışır. Süreç sadece farklı görünür.
Google’ın Arama Kalitesi Değerlendiricileri, Google’ın algoritmasını bilgilendirmek için yazarlara ve site yetki sinyallerine bakar ve bu da sonuçta daha iyi EEAT sıralamasına sahip sayfaların yer almasına yardımcı olur.
Eğer bu sayfalar ek olumlu sinyallere sahipse (yani, çok sayıda ilgili geri bağlantı), bu Google’ın sitenin EEAT’sini doğrulamasına ve onu diğer rakiplerin üstünde sıralamaya devam etmesine yardımcı olabilir.
İşte karşınızda — teknik olarak Google’ın sıralama faktörlerinden biri olmasa da, Google mükemmel EEAT’yi ödüllendiriyor. Ardından, Google’ın güvenini kazanmanıza yardımcı olmak için, EEAT’nizi yükseltmek için bazı stratejileri ele alacağız.
EEAT’nizi SEO Odaklı Geliştirmenin 7 Yolu
Sitenizin yeterli EEAT oluşturduğundan emin değilseniz, strese girmeyin. Bunu oluşturmak için her zaman bir fırsat vardır. Aslında, EEAT oluşturmak devam eden bir süreç olmalı ve asla “yeterince iyi” ile yetinmemelisiniz.
EEAT’nizi geliştirmeye ve Google’da ilk sayfada olmayı hak ettiğinizi kanıtlamaya başlamanız için kanıtlanmış bazı yollara beraber bir göz atalım.
1. Sahip Olduğunuz Şeyleri Sergileyin
Belirlediğimiz gibi, Google uzmanlığı sever. Eğer varsa, çekinmeyin — söyleyin!
Belki içeriklerinizi oluşturan sertifikalı uzmanlardan oluşan bir ekibiniz var veya sektörünüzde 10 yıldan fazla süredir çalışıyorsunuz ve en teknik konuların bile tüm inceliklerini biliyorsunuz.
Örneğin Healthline, doktorların ve diğer sertifikalı tıp uzmanlarının yayınladığını içeriklerin bulunduğu bir web sitesidir ve bunu anlatmaktan asla çekinmez.
EEAT’nizi iletmek için harika bir yer sitenizin Hakkımızda sayfası veya eşdeğeridir. Bu, kuruluşunuz hakkında bilgi edinmek isteyen kullanıcıların (ve Arama Kalitesi Değerlendiricilerinin) yöneleceği sayfadır.
Bu, başarılarınızı, özgünlüğünüzü ve otoritenizi alanınızda ön plana çıkarmanız için bir fırsat sunar. Hakkımızda (ya da benzeri ben kimim vb.) sayfası bazı elementleri içinde bulundurmalıdır. Bunlar;
- Kuruluşunuzun (ya da sizin) kazandığı ödüller
- Ekibinizin/sizin aldığı eğitimler ve sertifikalar
- İlgili yayınlardaki görünümler (Konuk içerikler ya da tanıtım yazıları gibi…)
- Oluşturduğunuz e-kitaplar, projeler ya da baskılar
2. Bağlantıları (Backlink) Stratejik Olarak Oluşturun
Geçmişte web sayfasına dünyanın her yerinden gelen bağlantılar EEAT’nizi artırmanıza yardımcı oluyordu, ancak Google artık daha akıllı hale geldi.
Günümüzde bağ kurmanın (link ağı oluşturmak diyebiliriz) daha stratejik olması gerekiyor.
Bir backlink almak için bir siteye ulaşmadan önce, potansiyel müşterinin sektörünüz için mantıklı olup olmadığını düşünün. Bir cilt bakımı markasıysanız, bir inşaat sahasından gelen bir bağlantı muhtemelen Google’ın EEAT’nize ilişkin algısını iyileştirmeyecektir.
Aslında Google, alakasız bağlantıları büyük ölçekte toplayan siteleri cezalandırmak için çaba sarf etmektedir. 2014’te, yellowHEAD’den Yonatan Dotan, çeşitli alakasız sitelerden istenmeyen spam bağlantılarının akını alan Ginger Software hakkında bir vaka çalışması sundu. Sonuç olarak Google, sitenin sıralamalarını ve trafiğini cezalandırdığını gözlemledi…
Bu, yalnızca stratejik bağlantı kurmanın önemini değil, aynı zamanda sitenizin organik geri bağlantılarını şüpheli etkinliklere karşı dikkatlice izlemeniz gerektiğini de gösteriyor.
Elbette, son derece yetkili ve alakalı bağlantılar, Google’a otoritenizi iletmenin en iyi yollarından biridir. Ancak bunları kazanmak çok fazla zaman ve kaynak gerektirir. Doğru sitelerin bağlantı vermek isteyeceği yüksek kaliteli içerikleri sürekli olarak oluşturmalısınız.
Koray Tuğberk Gübür, Google’ın bağlantıların önemini zaman zaman farklı şekillerde değerlendirdiğini ve göz önünde bulundurduğunu dile getirmiş… doğru kaynaklardan gelen bağlantıların E-E-A-T puanları üzerinde büyük etkisi olduğunu vurgulamıştır.
Koray Tuğberk Gübür, Holistic SEO (Kaynak)
Yani, kaliteli ve ilgili bağlantılar, bir sitenin otorite ve güvenilirlik düzeyini artırabileceğini söylemiştir.
3. Düzenli İçerik Yenilemeleri Gerçekleştirin
Evergreen içerik harikadır. Yıl boyunca SERP’de kalır ve nadiren (eğer varsa) güncellenmesi gerekir.
Ancak mevsimsel konular ve hâlâ sürekli olarak taze bilgiler isteyen konular gibi her daim güncel olması gereken çok sayıda içerik formatı ve kategorisi de bulunmaktadır.
Zaman açısından hassas fırsatlardan yararlanmak harika bir içerik stratejisi olabilir ancak bunları güncel tutmak da aynı derecede önemlidir.
📚 Bilgi: Gözden kaçan bir husus, içeriğinizi düzenli olarak güncellemenin önemidir. Arama motorları taze ve güncel içeriği tercih eder, bu da sitenizin Güvenilirliğini ve Otoritesini artırabilir.(kaynak)
Bu durum özellikle YMYL konuları (finansal, hukuki ve tıbbi tavsiyeler gibi) için geçerlidir; çünkü bir makaledeki bilgiler okuyucuların hayatları üzerinde doğrudan bir etkiye sahip olabilir.
Sitenizde güncel olmayan içerikleri çok uzun süre bırakmak güvenilirliğinizi zedeleyecek ve sonuç olarak sıralamanıza zarar verecektir. Bu nedenle içerik yenileme fırsatlarını belirlemek için düzenli içerik denetimleri yapmanızı öneriyorum.
4. (Dışarıdan) Uzmanlık Alın
Sağlık turizmi yapan web sitenizde, iç bacak sarkması ameliyatı içeriğinizi dair gönderinizi inceleyecek şirket içi tıbbi uzmanlarınız yoksa, panik yapmayın.
Doğru uzmanları bulun ve onlardan görüş alın…
Sektörünüzle ilgili fikir paylaşan LinkedIn ve Facebook gruplarını takip etmeyi düşünün ve isimleri güven veren ve görüşleri dikkate alınabilecek uzmanlara ulaşın.
Birçok uzman, ilgi duydukları konu hakkında bir alıntı veya bir tavsiyede bulunmaktan fazlasıyla mutluluk duyarlar. Bu, kazan-kazan durumudur — siz EEAT’nizi güçlendirirsiniz ve uzman da daha fazla görünürlük kazanır.
📚 Not: İncelemelere (yorum, görüş vb.), referanslara ve sosyal kanıtlara yer vermek içeriğinizin güvenilirliğini artırabilir. Bu unsurlar, gerçek dünyadaki kullanımı ve onayı göstererek E-E-A-T’nizi olumlu yönde etkileyebilirler.
Ulaşmak istediğiniz belirli bir kişiyi bulmakta zorlanıyorsanız, çeşitli uzmanlardan alıntılar sağlayan araçları kullanabilir, ardından en yararlı bulduğunuz alıntıları seçebilirsiniz.
Ayrıca, içeriğinizin uzmanlığını desteklemek için yeni, taze bir alıntıya ihtiyacınız da yoktur.
Okuyucularınıza (ve Google’a) araştırmanızı yaptığınızı göstermek için bu çalışmalardan ilgili verileri kaynak göstermeyi deneyin.
Benim içerikleri yazarken çok fazla altını yaptığımı, kaynak (dış link) kullandığımı ve isim geçirdiğimi görebilirsiniz. EVET, ben en iyilerin görüşlerine saygı duyan birisiyim… Google’ın da aynısını yaptığını düşünüyorum.
5. Markanızı Denetleyin
İnsanlar (ve arama motorları) sizin hakkınızda ne düşünüyor?
Bunun için biraz araştırma yapmanız gerekecek – çalışanlarınıza veya iş arkadaşlarınıza markanızı nasıl algıladıklarını sormak yeterli olmayacaktır. Markanızın iç ve dış algıları arasında oldukça büyük bir tutarsızlık olması kaçınılmazdır.
Bunun yerine, deneyebileceğiniz birkaç etkili marka denetimi ipucunu sizlere vermek istiyorum:
- Sitenizi denetleyin. Ana sayfanız, “Hakkında” sayfanız ve blogunuz, alanınızda bir otorite olduğunuzu son kullanıcıya iletiyor mu? Müşterilerin size neden güvenmesi gerektiği konusunda şeffaf mısınız?
Daha önce de belirtildiği gibi, kimlik bilgileriniz konusunda utangaç olmamalısınız — sizi güvenilir kılarlar! - Müşterilerinize anket yapın. Web sitenizin mükemmel bir marka imajı ilettiğini düşünebilirsiniz, ancak müşterileriniz sizinle aynı fikirde olmayabilir.
Müşterilerinize sitenizin ne kadar güvenilir olduğunu sormak için anket araçları (UserTesting gibi) kullanabilirsiniz. Ankette markanıza olan güvenlerini, sitenizle ilişkilendirdikleri kelimeleri ve marka imajınızın sunduklarınızla uyumlu olup olmadığını sormayı düşünebilirsiniz - İnternetteki varlığınızı analiz edin. İnsanlar markanız hakkında istemsizce neler söylüyor? Markanızı Google’da arattığınızda, yayınlar, rakipler ve blog yazarları sizin hakkınızda neler söylüyor? Bu algının yanlış olduğuna inanmanız önemli değil; insanların sizi nasıl gördüğü önemlidir. Algılar olumsuzsa, marka stratejinizi gözden geçirme zamanı gelmiş olabilir.
- Müşteri deneyimini iyileştirin. Müşterilerinizin deneyimini iyileştirdiğinizde, marka imajınızı da iyileştirirsiniz. Kullanıcıların sitenizde gezinmesini, sorularına yanıt almasını ve sizinle iletişim kurmasını mümkün olduğunca kolaylaştırın. Müşterilerinizin ihtiyaçlarını ne kadar iyi tahmin ederseniz, o kadar güvenilir olursunuz. Bu ayrıca sitenizi görsel olarak çekici hale getirmek anlamına gelir — yüksek kaliteli tasarıma yatırım yapın ve farklı seçenekler için A/B testleri yapın, hangisinin en iyi performansı gösterdiğini takip edin.
6. İçerik Stratejinizi EEAT Etrafında Oluşturun
Ne yazık ki, EEAT içerik oluşturma sürecinde genellikle sonradan akla gelen bir kavramdır.
Birçoğumuz, “Yazımızın biraz daha iyi görünmesi için son dakika bir alıntıya neden yer vermiyoruz?” diye düşünme hatasına düşeriz.
Bazen, yazınızın daha fazla uzmanlık içerdiği izlenimini verecek harika bir alıntı veya veri noktası bulabilirsiniz; ancak Google (ve birçok okuyucu) bunu, özellikle de EEAT stratejisi yerine yapıldığında, fark edebilir.
Etkili EEAT, öngörü, planlama ve tutarlılık gerektirir. İçerik oluşturma sürecinizi ayrıntılarıyla anlatan bir SOP’niz varsa, yazma süreci başlamadan önce ilgili alıntıları ve/veya verileri kaynaklamak için bir adım ekleyin.
Unutmayın, güvenilirlik tutarlılıkla ilgilidir ve tutarlılığı sağlamanın EEAT stratejinizi günlük içerik oluşturma sürecinizin bir parçası haline getirmekten daha iyi bir yolu var mıdır?
🔥 NOT: İç bağlantılar genellikle hafife alınır ancak E-E-A-T puanınızı büyük ölçüde etkileyebilirler. Doğru iç bağlantı, Google algoritmalarının sitenizin yapısını ve hiyerarşisini anlamasına yardımcı olarak “bağlantı eşitliğini” sayfalarınız arasında etkili bir şekilde dağıtır.
7. Yorumlar Üzerinden Etkileşim Kurun
Yorumlar yalnızca bir kuruluş olarak neyi geliştirmeniz gerektiği konusunda fikir vermekle kalmaz, aynı zamanda Google’a sinyaller de gönderir. Çok sayıda olumlu yorum, Google’a müşterilerinizin size güvendiğini iletir.
Ünlü dijital pazarlama uzmanı Neil Patel, olumlu değerlendirmelerin önemini vurgulayarak, bunların yalnızca potansiyel müşterileri etkilemekle kalmadığını, aynı zamanda sitenin otoritesini ve güvenilirliğini artırarak genel SEO stratejisine de katkıda bulunduğunu belirtiyor.
Neil Patel, Neil Patel Digital
Peki ya olumsuz olanlar?
Birçok olumsuz yorumun marka imajınız veya EEAT’niz için iyi olmadığı açıktır; ancak olumsuz yorumlara yanıt vermek, müşteri refahını önemsediğinizi gösterir ve güvenilirliği olumlu yönde etkiler.
Örneğin, Şikayetvar’da Ikas’a yapılan olumsuz yorumuna verilen şu yanıtı ele alalım.
İkas, savunmacı bir tavır takınmak veya değerlendirmeyi değiştirmeye çalışmak yerine, geri bildirime empati ve takdirle karşılık vermiş gibi duruyor.
Tüm yorumlarla etkileşim kurmak – olumlu ve olumsuz – harika bir fikirdir. Markanızı insanlaştırır ve müşterilerin önemsendiğini hissetmesini sağlar. Harika bir yanıt, bir müşteriyi olumsuz veya vasat yorumunu değiştirmeye bile ikna edebilir.
Ayrıca, Google’ın daha karmaşık ve ayrıntılı incelemelere sahip sitelerin sıralamasını iyileştirmeyi amaçlayan 2021’de ki bir ürün güncellemesine de göz atabilirsiniz. Bu incelemeler (yorumlar), diğer müşterilerin satın alma kararları almalarına gerçekten yardımcı oluyor.
Müşterilerinizi sizin hakkınızda yorum yapmaya davet ederken, müşterinizi tüm deneyimlerini paylaşmaya teşvik edin. Bu, metinsel bir yorum yazmak yerine görseller veya videolar içerebilir.
Yine İkas’dan devam etmek gerekirse,
…ProteinOcean kurucusu Selçuk Selvi’den testimonial (yani müşteri görüşü) almış olduğu bir içerik hazırlaması ve yeni müşterilerinin bu video içeriği sayesinde güven alarak satış kapatacakları bir içerik olmuştur.
EEAT’yi Derinlemesine Öğrendiniz, Sıra Sizde!
SEO’nun birçok yönü gibi, EEAT de zaman zaman soyut ve kafa karıştırıcı gelebilir. EEAT’nizi iyileştirmek için attığınız adımlarla sıralamalarınız arasında hemen bir neden-sonuç ilişkisi fark edemeyebilirsiniz.
Her şeyden önce, EEAT marka imajınıza bir yatırımdır. Müşterilerinizi etkileyin ve Google da yakında sizi takip edecektir.
Alanınızda otorite sahibi bir isim olma yolunda ilerlerken, öncelikle uzmanlığınızı yansıtan etkileyici bir yazar biyografisi yazmaya başlayın.
Bu içerikte kaynak olarak kullandığım bazı markalara ve isimler;
Koray Tuğberk Gübür, SEMrush, Lil Ray, Twitter (X), Siege Media…